Ofisteyim. Bir kahve alıp geliyorum, belki o zaman ruh halim değişir. Ben böyle yazıp duruyorum mutsuz mutsuz ama aslında minicik şeylerle de mutlu olabiliyorum ben ha. Bir de dengesizim. Doğumgünüme üç gün kala kimbilir hangi yıldızın ne tür bir halt etmesiyle böyleyim. Kahve alacaktım.
Aldım kahvemi. Sade ve şekersiz. Çok uykum var, dün gece çok çok yattım. Bir şişe şarap içmiştim. Hem uykusuz hem akşamdan kalmayım. Haftaiçi kütük gibi içme yaşı ne zaman bitiyor acaba...
..................................
Ohooo kahvemi içtim,işten çıktım, eve gittim, kızımı sevdim, bir sürü eti cici bebe yedim.
Şimdi yine sabah. Dışarıda çok güzel bir hava var. Mis gibi. Mis. Deniz masmavi, engin. İşe ayaklarım geri geri giderekten geldim. Bu iş hayatım cidden iflah olmaz, onu anladım artık, biraz geç oldu ama. Moralim bozuluyor. Yine bir gazla başladığım işimden soğudum. Aslında ben komple iş hayatından soğudum galiba. Ne adamlar ne işler yapıyorlar burada, çok acaip.
Kuzunun okul durumu var. Seneye anaokuluna başlayacak, özel mi devlet mi, özelse hangisi devletse hangisi karmaşası. Ben liseden mezun olalı 19 yıl olmuş, oha. O günden bu yana o kadar çok şey değişmiş ki, inanılmaz. İnsan içinde olmayınca pek de ilgilenmiyormuş. Şimdi okul gezerken, eğitimciler "şimdi şöyle yeni bir sistem olacak" falan deyince, bön bön bakıyoruz. Kafa çok karışık, çok. Ayrı bir yazı olsun bu. Kafam azıcık ayınca, yazmalı. İnsan büyütmek ne zormuş ya, sorumluluk ne acaip birşey. Şimdi biz bir karar vereceğiz, belki kızımın eğitim hayatının en güzel kararı olacak, ya da belki de otuzbeş yaşını etkieleyecek. Anne olmak acaip, böyle herşeyi abarta abarta incik mincik düşünmek; çocuğu anaokuluna yazdıracağız ama bir bakıyorum ben okul müdürüne lisede şu nasıl bu nasıl diye soruyorum, kendisi yarın ne yapacağını düşünmemiş insanım ya ben şimdi garip geliyor beş yaşındaki çocuğun lise öğrenimini bile düşünmek. Öfff, okul zaten sıkıcı birşey, şimdi benim kuzu da böyle sıkıcı bir kurumun içinde...amannn. Eğitim şart ama. Böyle acaip bir ülkede de nasıl olacaksa.
Kafa karışık, sıkışık kısacası. Pratikte gülüp geçmeye, teoride buraya yazıp rahatlamaya devam.
Ne kadar çok "acaip" demişim.
Yüzmeli artık.
..................................
Ohooo kahvemi içtim,işten çıktım, eve gittim, kızımı sevdim, bir sürü eti cici bebe yedim.
Şimdi yine sabah. Dışarıda çok güzel bir hava var. Mis gibi. Mis. Deniz masmavi, engin. İşe ayaklarım geri geri giderekten geldim. Bu iş hayatım cidden iflah olmaz, onu anladım artık, biraz geç oldu ama. Moralim bozuluyor. Yine bir gazla başladığım işimden soğudum. Aslında ben komple iş hayatından soğudum galiba. Ne adamlar ne işler yapıyorlar burada, çok acaip.
Kuzunun okul durumu var. Seneye anaokuluna başlayacak, özel mi devlet mi, özelse hangisi devletse hangisi karmaşası. Ben liseden mezun olalı 19 yıl olmuş, oha. O günden bu yana o kadar çok şey değişmiş ki, inanılmaz. İnsan içinde olmayınca pek de ilgilenmiyormuş. Şimdi okul gezerken, eğitimciler "şimdi şöyle yeni bir sistem olacak" falan deyince, bön bön bakıyoruz. Kafa çok karışık, çok. Ayrı bir yazı olsun bu. Kafam azıcık ayınca, yazmalı. İnsan büyütmek ne zormuş ya, sorumluluk ne acaip birşey. Şimdi biz bir karar vereceğiz, belki kızımın eğitim hayatının en güzel kararı olacak, ya da belki de otuzbeş yaşını etkieleyecek. Anne olmak acaip, böyle herşeyi abarta abarta incik mincik düşünmek; çocuğu anaokuluna yazdıracağız ama bir bakıyorum ben okul müdürüne lisede şu nasıl bu nasıl diye soruyorum, kendisi yarın ne yapacağını düşünmemiş insanım ya ben şimdi garip geliyor beş yaşındaki çocuğun lise öğrenimini bile düşünmek. Öfff, okul zaten sıkıcı birşey, şimdi benim kuzu da böyle sıkıcı bir kurumun içinde...amannn. Eğitim şart ama. Böyle acaip bir ülkede de nasıl olacaksa.
Kafa karışık, sıkışık kısacası. Pratikte gülüp geçmeye, teoride buraya yazıp rahatlamaya devam.
Ne kadar çok "acaip" demişim.
Yüzmeli artık.