1 ayı geçkin bir süredir her haftasonu Ayvalık'a gidip geliyorum; Cuma iş çıkışı biniyorum, Cumartesi sabah iniyorum, Pazar akşam biniyorum, Pazartesi sabah otobüsten inip işe gidiyorum, kısacası 24 saatim otobüste geçiyor.. bir değil iki değil haftalar boyu sürünce bu, soruyorlar "yorulmuyor musun?", "hayır, yorulmuyorum, bilakis keyif alıyorum", nerelere gidip nereleri gördüğümden ziyade, ki ondan da vazgeçemem, yolculuk etmenin ta kendisi sevdiğim. Kendimi bildim bileli otobüste, uçakta, trende, teknede, arabanın arka koltuğunda olmayı, otellerde günlerce kalmayı severim. O yerleş(e)memeyi, o yerde geçici olmayı, o yerden geçip gidiyor olmayı sever, geçici insanlarla yanyana olmaktan, o yerin sabitlerini incelemekten ve bir sonraki görüşüme kadar ki ayrıntılarını kafama yazmaktan haz duyarım. Hiç görmedik yerlere yol alan yolculuklar hiçbirine ve birbirine benzemese ve kendi gizemlerini korusalar da, aynı hazları taşırlar içlerinde. İşte ben bu yüzden, bazen, aslında çok yanlış bir meslek seçmiş olduğumu duyumsarım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder