17 Aralık 2006 Pazar

Cafe Bien

Dün gece arkadaşlar Cafe Bien diye bir mekana gitmişler, hadi dedik biz de gidelim yanlarına. Cafe Bien Bülten Sokak'ta Şençam Köftecisinin yanında, dışardan baktığınızda hoş bir yer. Hani bazı yerler kış gecelerinde oturulunası yerlerdir, dışardan bakınca buharlı camların ardında loş ışık vardır, öyle işte.

Neyse gittik içeri girdik, dışardan olduğu kadar içerisi de oldukça güzel, iyi müzik çalıyor. Arkadaşların masasında yer yok, ekstra sandalye gerekiyor, biz ayakta kaldık tabii, ama kimsenin umurunda değil. Yaklaşık on dakika bekledik, etrafımıza baktık hani kendi sandalyelerimizi kendimiz bulabilir miyiz diye, olmadı. Burunları çok havada olduğundan genelde mekanın tavanına bakarak ortalıkta gezinen garsonlara yaklaşık on dakika boyunca "pardon, bakar mısınız?" dedik. Nihayet birini yakaladık, "sandalye alabilir miyiz" diye sorduk kibarca. Oldukça ukala, dünyaları ben yarattım, çok da yakışıklıyım bütün kızlar bana hasta tavırlı garsonun ukala tavrıyla bize verdiği cevap aynen şuydu "alamazsınız", o kadar kesin ve net söyledi ki, hepimiz kalakaldık, bu kadar dürüst olduğu için teşekkür mü etmeliydik, yoksa bu kadar ukala olduğu için olay mı çıkarmalıydık. Hiçbirini yapmadık saf saf "neden?" diye sorduk, "burada oturursanız yolu kapatırsınız" dedi ve bizimkiler de "biz hesabı alalım o zaman" dediler, o da "peki" dedi, arkasını dönüp gitti. Yarımız dışarı çıktık sinirimizden, diğer yarımız "müdürünüzü çağırır mısınız bize" dediler, müdür gelmiş özür dilemiş, birer bira ikram edeyim demiş, ama tabii sökmedi bize o ayrı. Bir mekanın güzelliğini içerideki ortamı belirler, müziği belirler ama daimi olarak aynı yere gitmenizi orada çalışanlar sağlar, belli ki sevgili garsonun bundan haberi yoktu ve söylemesi gereken sadece şuydu "kusura bakmayın, burası yolu kapatır, ben sizi şöyle alsam....., çok da kalabalığız bu akşam biraz bekletsem...."

Bu tip ukalalıkları Tunalı, Bestekar, Arjantin gibi Ankara'mızın kokoşlarının takıldığı sokaklarda her tür mağaza, bar ve kafe de yaşamak mümkün diyerek bir genelleme de yapacağım. Müşteri potansiyelinin kokoşların oluşturması, oralarda hep kokoşlar gezer biz de kokoş garsonlar alalım da kokoş olmayanlara da kötü davranalım demek değildir sevgili Cafe Bien.

Madem kokoş sokakta yerini almış, belli ki adı da biraz kokoş niye gittiniz diyeceksiniz, yaptık bir hata işte neyse bu hatayı da daha sonra Gölge'ye giderek telafi ettik. Yeni Gölge Tunalı'da da olsa Sakarya'nın bağrından kopup geldiğinden bütün alçakgönüllüğünü korumakta. Güzel güzel içtik, güzel güzel sohbet ettik, müzik dinledik...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Kış atmosferini iyi tasvir etmişsiniz. Evet garsonlar trip yapar bazan. Cevizli salatası çok güzeldir.Taban galiba tahtaydı. Biraz da farklı havayı osağlıyor Epeydir gitmedim ama beğendiğim yerlerdendir. Bir de göz gözü görmez.Blind tasting yapar adam.

coraline dedi ki...

merhaba,ben bunu yazalı çook uzun zaman oldu...bu uzun zamanda cafe bien e maalesef tekrar gittim ve çok değişmiş beter bir yer olmuştu...ankara dan da taşındım zaten..son durumu nedir bilemiyorum :) hoşgeldin bu arada

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...