8 Haziran 2012 Cuma

Veda...

Seni 17 yaşında körpecik, kafası karışık, taşradan büyük şehire okumaya gelmiş bir lolitayken benden daha körpecik yeni tanıştığım dayımla aynı sitede oturan ve hiç arkadaşım olmayan bir şehirde bana ilk arkadaş olan kız vasıtasıyla tanıdım. "Kız" diyorum farkettin mi bilmem zira o seneden sonra bir daha görmedim, cep telefonu olmayan senelerdi tabii onun da etkisi var, adını bile hatırlayamıyor olmam ne ironik değil mi, ama uzun bir süredir nefret de ediyorum kendisinden. Sebebi beni seninle tanıştırmış olması, daha ne olsun. Neyse, çok derdimiz var sanıyorduk, hele ben dertten geberiyordum. Oysa ne şanslıymışım, pek çok şeyden habersiz.

Pek kolay alışıveren bir ruh ve bünye var bende bir de. Değişiklere açık ama her türlü değişime anında bağlanıveren. Anladın mı? Anlamadın bence. Anlatayım...Deniz kokusunda bira içmeye bağımlı olmak mesela, her yeni evde her yeni eşyada yeniden doğmaya meyilli olmak mesela, her yeni işte umut dolu oluvermek, her sade şekersiz kahvenin yanında kitap okumak belki, güneş batışında müzik dinlemek...Saymakla bitmez desem, yer misin?

Bırakmaya çalışıyorum seni. Başaramıyorum. Anne olmaya karar verdiğim bir zamanda bıraktım seni...Hamile oldum, doğurdum...evet unutmuştum seni tam tamına üç sene...sana düşman kesilmiş, hatta karşıtında eylem yapacak boyutlara gelmiştim. Sonra ne oldu? Üç seneyi sensiz geçirdikten sonra, kokunu özledim...parmaklarıma yapışan kokun burnumda tütmeye başladı. Bir gece dışarda üç bira yuvarladıktan sonra bu sefer başka bir arkadaşım seni uzatınca bana...dayanamadım. Bir başka denemede dört ay ayrı kaldım senden...sonra yine dayanamadım.

Haa bir de seviyorum seni, dayanamamak ondan. İşin en kötü yanı da bu. Hani kendilerini sürekli üzen, sürekli yaralayan adamlara aşık olup peşinde koşmaya meyillidir ya bazı kadınlar, onun gibi işte. Bana verdiğin zararı artık açık ve net görebiliyorken bile ayrılamıyorum senden. Yirmilerde zararı farketmiyorsun, gençsin çünkü. Bir de sağlıklı bir genetik mirasım var benim. Sayende içine ettiğim bir genetik miras. Zaten o olmasa çoktan hasta etmiştin beni de...Şimdilerde nefes darlığıyla uyandığım geceler çoğaldı, kolumda ve boynumda geçmeyen alerjiler çıkmaya başladı. Haa söylemişmiydim sana, alerjik astım geçmişim var benim, senden uzak durması gereken kişiler arasında başta geliyorum yani. Bugün göründüğüm dermatolog "alerjiler geçmezse kortizon vereceğiz" dedi. Kortizon nedir tam bilmiyorum, ama kötü birşey, o kesin...kilo aldırıyor kıllandırıyor falan. Aslında bu alerjileri ben kendi çabamla geçiştirmeye çalışıyordum ama dün gece kaşınmaktan uyuyamadım ve kaşımaktan yara yapınca hepsini doktora gitmek zorunda kaldım.

Kısacası..seni seve seve içiyordum ama ..ke ...ke bırakmam gerekiyor sevgili sigara. Bugün itibariyle de seni bırakıyorum tamam mı? Artık sağlığıma bir çeki düzen vermem gerekiyor. Sağlıma verdiğin zararlar yetmiyormuş gibi bir de kendime güvenimi de zedeliyorsun biliyor musun? Ha bir de kendimi kızıma karşı suçlu hissettiriyorsun...yarın bir gün akciğer kanseri olsam...kızım uğraşacak benle...acı çekecek...akciğer kanseri olan birinin sona gidişinin ne kadar acılı olduğunu gördüm ben, açık açık, kanlı canlı. Hem ölene eziyet hem yaşayana... Cildimi bozuyorsun... senin yüzünden yaşlı görüneceğim...kırışıklarım artacak... Seni bırakmazsam kortizon almak zorunda kalacağım ve belki beş sene sonra merdiven çıkarken bile nefes nefes kalacağım... Bu yazı acımasız olmalıydı..hem kendime hem sana karşı... hoşçakal...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...