29 Mayıs 2013 Çarşamba

Bir doktor macerası...

Yarısı bitti bile. Ben keyfini çıkartacağım derken nasıl geçtiğini anlamadım hamileliğin yarısının. Zaten bana hayat ne olduğunu anlamadan geçiyor sanki hep. Birşeyleri yaşarken bedenen oradayım da ruhen orada yokum sanki, herşeye ilişkin bir nasıl geçtiğini anlayamama vakası yaşıyorum sürekli, hafıza kaybına benzer nitelikte. Neyse... Hayır, bir daha hasta olmadım neyse ki. Detaylı ultrasona girdim, bebeğin kalbinde görülen ekojenik kardiyak odak dışında herşey normal görünüyor. Aslında evdeki doktora, kendi doktoruma ve detaylı ultrasonumu yapan perinataloğa göre herşey normal. "Ekojenik kardiyak odak tek başına bir aksilik göstergesi değil, kaldı ki ikili testim düşük riskte, sadece ileri yaş da bir risk değeri değil, malum 35 yaş üstü bir hamileyim, sonuçta amniyosentez önermiyoruz"; bunlar onlara, doktorlara göre tabii, haa bu arada perinatalog arada "isterseniz de yaptırabilirsiniz tabii" demeyi de ihmal etmedi, olaki kusurlu bir doğum yaptınız bana gelip hesap sormayın der gibi. Ben ekojenik kardiyak odak tanımını duyduğum andan itibaren nette sörfteyim, ilk hamileliğimde de internette abuk subuk şeyleri okuyup doktorumu fitil ediyordum ve doktorum kelli felli kadın doğum üzerine ne varsa yapmış bir profesördü, her muayenede nette okuyup sorduğum abuk sorulara cevap veriyordu, ikili testim düşük riskli çıktığında "üçlü teste gerek yok, ikili test daha güvenilir" demişti de ben itiraz etmiştim "yok ben yaptıracağım" diye de, benimkinden azarı bir güzel işitmiştim "koskoca profesör gerek yok diyor sen kalkmış yaptıracağım diyorsun" diye, zira tonton doktorum koca kişisinin de hocasıydı. Sonra tonton beni uyardı okuma oradan buradan diye de bıraktım ben de okumayı sonra mis gibi tatlı mı tatlı geçti hamileliğim. Çok da hafıza kaybım yokmuş ya bak hatırlıyorum güzel güzel, ama sanki başkası bana anlatmış gibi. Birinci ve ikinci hamilelik arasındaki en büyük fark, ikinci hamilelikteki farkındalık sanırım. Neyse... dedim ya içim rahat etmedi, Adana'dan bir profesör araştırdım, bugün ona gideceğim. Bakalım o ne diyecek, hayatta en nefret ettiğim şey başıma geldi... doktor doktor gezmek. Elini sallasan tıp fakültesine çarparsa böyle olur işte, sanki heryerde eğitim aynı kalitedeymiş gibi, hasta ameliyat etmeden uzmanlık alan cerrahlar var bu ülkede be. Bak kızdım yine. Tabii bugün gideceğim doktor da şöyle diyebilir, "isterseniz amniyosentez yapalım", bu amniyosentez işi de anladığım kadarıyla artık hasta talep ederse yapılan bir müdahele olmuş, zaman benim ilk hamileliğimden bu yana değişmiş. Doktorlar sanki biraz daha fazlaca şirketler gibi davranıyorlar ya da davranmak zorunda mı bırakılıyorlar, normal doğum diye hastaneye giren hiçbir arkadaşımın normal doğum yapamamış olması gibi, "isterseniz amniyosentez yaparız"... ben ne isteyeceğim kardeşim yapalım mı yapmayalım mı sen bileceksin, sen okumuşsun o kadar sene, ben buna karar verecek olsam sana ne gereği var. Değil mi? Bu arada bir doktorla evli olan doktor olmayan kişinin en zor anları da bir başka doktorun muayenesi esnasında yaşanmaktadır, zira ortamda bir doktor olduğundan bütün kontroller tıp dilinde dile getirilir, sen de hiçbir şey anlamazsın, bu da ayrı gıcık bir durumdur da bunları anlatmanın yeri burası değil, konu başlığı farklı.

Bu arada yarın oldu. Ben yazıyı yayınlamadım, akşamına profesöre gittim, yattım kalktım işe geldim, devam ediyorum.

O profesöre gittiğime gideceğime bin pişman oldum. Koca lafı dinlemez, hep burnunun dikine dikine gidersen böyle olur işte. Gittiğim profesör artık yaş itibariyle mi yoksa medyanın başına gelen bir olayı bu sene başında abartmasından dolayı mı nedir kendini paranoyaya teslim etmiş bir adamdı. Daha adamın yüzünü görmeden sekreteri ultrasonografinin bebekteki bütün anomalileri görmek için yeterli olmadığına dair bir yazı imzalattı. Evet, ülkemizdeki bir takım insan profilini, ve kocanın yanına uğradığım birkaç seferde gördüğüm bazı hasta profillerini düşününce bunu haklı bulabilirdim tabii de, doktorun odasına girdiğimizde yaşımın 37 olduğu öğrendiğinde verdiği tepkiyi ve daha hiçbir muayene yapmadan ve hasta hikayemi almadan 35 yaş üstüne amniyosentez önerdiğini söylemesini ise hiç de haklı bulamadım. Zira, doktorun üzerindeki paranoyak haller burada da kendini gösteriyordu. Neyse, kendisine zahmet olacaktı ama nihayet ultrasona geçebildik. Ultrasonda herşeyi birbir anlattı, hem de Türkçe olarak, buna şaşırdım doğrusu. Sonuç herşey normal. Bunun üzerine biz dayanamadık, kalpte odak vardı dedik, tekrar baktı, yok çok ufak o kaybolur önemli değil dedi, evet odak küçülmüştü. "Bu tek başına bir bulgu değil zaten" dedi bir zahmet, evet onu biz de biliyoruz demedik zaten. Neyse, adam sürekli kendini garantiye almak peşinde olmaya devam etti, "ultrason kesin bilgi vermez", "ikili testi çöpe at bir işe yaramaz, bak yaş riski var", "çocuk down sendromlu olmayabilir ama başka zeka özrü olabilir biz ultrasonda zekayı göremiyoruz" diye ekledi de ekledi, "yaş riski var amniyosentez öneriyorum ama tabii sen bilirsin" dedi, ben "19 haftalıkken hafif bir kanamam oldu, amniyosentez riskli olur mu?" diye sordum, o da devam etti "e tabii amniyosentez den sonra düşük olabilir, suyun gelebilir, sen enfeksiyon kapabilirsin bunları kabul etmen gerekiyor, riski var tabii sen bilirsin" dedi. Ben "gerekiyor mu, gerekmiyor mu" dedim, "sen bilirsin tabii, ben sadece öneriyorum" dedi. Ben "Düşüneceğim" dedim. Arkasından sekreteri bir kağıt getirdi ve adam bana "yaz bakalım buraya amniyosentez istemiyorum, çocuğumu doğurmak istiyorum diye imzala" dedi. Kuzu kuzu imzaladım. "Peki dedim amniyosenteze olur dersem de çocuğumu düşürebilirim, kendimi enfekte edebilirim diye mi yazı imzalayacağım" dedim, "evet" dedi. "Evet". Amniyosentez kararı bana kalmış yani, istersem yaptırım istemezsem yaptırmam, bu mudur? Olması gereken, yaptırıp yaptırmamam gerektiğini doktorun söylemesi değil midir, önermek değil de yapılması gerektiğini söylemek değil midir? Ayrıca bu doktorların söyledikleri neden birbirini tutmaz, biri yaş tek başına bağlayıcı değil büyük şehirlerde insanlar gecikebiliyorlar diyor diğeri 35 yaş üstüne kesin öneririm  Amerika'da da böyle diyor. Bir müdahele yapılması gerekiyorsa yapılır zaten, itiraz etmeyiz herhalde. Neyse, bana Ankara yolları göründü kısacası. Tonton doktoruma gideceğim, o ne derse onu yapacağım... o mutlaka ne yapmam gerektiğini kesin bir dille söyler böyle yavşaklık yapmaz, böyle tırsmaz başıma bir olay gelir mi diye...


9 yorum:

Adsız dedi ki...

Selam :) basına gelenleri okurken ben bile fenalık geçirdim açıkcası :) çünkü maalesef saglık sektörü tamamen ticarete donduruldugu icin hekimler arasında farklı görüşlerin olması normal ne yazık ki. Amniyosentez yapılması icin daha önce ki gebelikte herhangi bir sorunla karsilasilmadiysa, anne baba kişilerinde kalıtsal bir hastalık yoksa, daha önce düşük gecmisi yoksa, anomalisi olan bir bebek dogurulmadiysa ve trimester testi risk aralığında degilse istenmez. Tekrarlayan düşüklerde kromozom analizi icin genelde tercih edilen bir test bu. Hepsini geçtim, sonucuda yaklaşık 4-6 hafta sonra çıkıyor. Sonra diyorlar ki emin olmak icin birde fish calisalim. O zaman tamamen delirtiyorlar. Bu maliyetli bir test. Birde genelde heryerde çalışılmadigi icin alınan plesenta sıvısını tüp içerisinde başka kuruma, hatta ve hatta başka bir ildeki kuruma gonderiyorlar. En son 1200 lira civarında yapılan bir testti bu. İstanbuldan Ankara'ya gönderiliyordu ornekler :) ilk doktorunla görüşmen senin icin en dogrusu. Buarada hani 2. Kuzunun günlüğü? :))

ZEYNEP dedi ki...

Tarama testleri ve sonucundaki kararlar hep hastaya ait degıl mı? Benim doktorum hamilelik çok mucizevi birşey ve bilim insanları bile mucizeyi henüz çözmüş degıl o yüzden hep varsayımlar ve istatistikler uzerınden konuşuyoruz demişti. Ekojenik bıdıbıdıyı biz de gördük detaylı ultrasonda. 28. Haftam bitiyor, ikinci gebeliğim yas da 35.. Aynen size yapılan yorumlar yapıldı ve ben doktorlarıma güvenerek konuyu kapamaya karar verdim. Sonucunda sağlıklı bebekler gelsin dünyaya diye dilemekten başka birşey gelmıyor elimizden.. Sağlıkla alın kucağınıza:)

coraline dedi ki...

mrb elma şekeri, ben de aynen senin gibi düşünüyorum zaten normal takibi yapan doktorum da aynı şeyleri söyledi ama ben kaşındım biraz.yine de bir büyüğün fikrini almak için aradım doktorumu bakalım :)

coraline dedi ki...

mrn zeynep,hasta doktor ilişkisinde evet hastaya ait kararlar var, beyninde ur varsa mesela doktorlar ameliyat olmanı önermiyor, ameliyat olman gerektiğini söylüyor, sen de ister ol ister olma tabii.sadece doktorların kendini korumaya çalışarak hastayı ikilem içine düşürmesi çok çirkin.ben de sanırım senin gibi yapacağım,ikimize de bol sağlıklı hamilelikler o zaman :):):)

NzlGl dedi ki...

Canım
son doğumu üzerinden 23 yıl geçmiş birisi olarak sana önerim şu:
güvendiğin, inandığın doktora git. Ve o ne derse onu yap.
Asla internette çok araştırma. Ve hayırlısıyla bebişini kucağına almayı bekle:)
sevgilerimle

Adsız dedi ki...

Ya ben bu yazıyı okurken madalyonun öbür yüzü için çok üzüldüm. Dün haberlerde yine bir doktoru ölen hasta yakınları tekme tokat dövüyorlardı. Sağlığın geldiği noktaya bak, adam kendini garantiye almak için habire topu taca atıp, kağıt imzalatıyor...Ne acıklı!

coraline dedi ki...

mrb esra, o doktor dövülmesi olayı ayrı bir konu zaten sevgili başkanımız devlet hastanelerinin her bir köşesine dev afişler asarsa ve anlamayacak hastalara anlamayacakları hakları bu afişlere yazarsa olacağı bu zaten.

Sadece C. dedi ki...

off neler yaşamışsın! seni öyle iyi anlıyorum ki, ama sonuç temiz diyorlarsa fazla deşme derim.. stressiz geçsin ikinci yarı inşallah!

bengibbenimgibi...hayatgibi... dedi ki...

merhaba, google amcadan mersinden yazan bloggerlar diye aratmıştım meraktan bu esnada blogunuza rastladım "perinatolog" kelimesini görünce de yazılarınızı okumaya başladım. nisan ayında bebeğimin kalbi durduğu için kürtaj olmak zorunda kaldım. 33 yaşında hamile kalmıştım şimdi 34 ümdeyim. ben de siz gibi yaşı ileri bir anne adayıyım. kürtajdan sonra ben de attım kendimi netin kollarına ve en çok kan pıhtılaşması sorunu çıktı karşıma. bununla ilgili testleri yaptırmak istedim ama hangi kapıyı çaldıysam "ilk kayıp normal" deyip kapadılar kapıları. yıkıldım resmen. hiç olmazsa tekrar hamile kalırsam ve bir sorun varsa önüne baştan geçebiliriz düşüncesindeydim ama nafile... şimdi bize verilen korunma süremiz bitti ve yeniden bebek istiyoruz. aklımada soru işaretleri yok değil... doğum yaptınız mı bilemiyorum ama inşaallah her şey yolundadır ve sağlıklı bir şekilde alırsınız bebeğinizi kucağınıza...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...