9 Ocak 2007 Salı

Blog Yazmak Üzerine


Aramızdaki bu tartışmayı, ben aslında protesto mu ediyoruz demiştim ama, Umut arkadaşım tartışıyoruz dedi, peki tartışalım ama ben bu yazının içeriğinden çok üslubuna da sinirlendim o yüzden biraz saldırgan olabilirim; neyse lafım yarım kaldı aramızdaki bu tartışma dün başladı ben katkımı bugün yapabildim çünkü Radikal2 deki yazının tamamını okumadan yorum yapmak istemedim. Saldırgan olabilirim dedim ya, şimdi olacağım, bence eğer Türkiye’nin önde gelen gazetelerinden birine yazı gönderiliyorsa önce “ben” olunmalı, daha sonra “biz” olmaya çalışılmalı ki o “biz”in içinde okuyan diğer insanlar da kendi “ben”lerini görebilsinler, akıllı bıdık olunmamalı önce, yoksa aynen bu yazı gibi fazlaca samimiyetsiz olurlar diye düşünüyorum.

Ben seviyorum blog yazmayı, yazanları da seviyorum; kimliklileri de seviyorum kimliksizleri de. Blog okumak ya da yazmak bir nevi gözetlemek ya da gözetlenmekse kitap da okumayalım o zaman, sonuçta hiç tanımadığımız birilerinin hikâyelerine dalmıyor muyuz roman okurken. Hiç fotoğraf çekmeyelim mesela, çektiğimiz fotoğraflar sadece kendi hayatımızdaki mutluluk anlarının fotoğrafları olsun aman yoksa gözetlemiş oluruz, ressamlar resmetmesin mesela o da bir nevi gözetleme değil mi? Bu liste uzar gider, iyisi mi ben buna “gözetleme” demeyeyim. Çünkü kitap okuyorum, fotoğraf çekiyorum, blog yazıyorum ve okuyorum.

“Sanal Yıldız”, evet ben kendi hayatımın aktristiyim, yazarıyım, eleştirmeniyim, fotoğrafçısıyım…….ve kendi tarihimi yazıyorum. Anneanneme ilişkin hepi topu bilgim yaşlılığıydı, gençliğine dair bildiklerim ise eski fotoğraflarından gördüklerim, şimdi düşünüyorum da anneannemin bir bloğu olsaymış da o fotoğraflar çekildiği zamanlardaki yaşananları, hislerini yazabilseymiş, biz torunları da onları defalarca okusaymışız, ya da neleri severmiş ne okurmuş çocuklarından değil de kendisinden bilseydik, öğrenseydik. Hafızamın bana oyunlar oynamaya başladığı yaşlara geldiğimde yazılı kanıt bulabilmek için yazıyorum. Eğer birgün torunlarım falan olursa, 3-5 fotoğrafa tıkılı kalıp kendilerince o fotoğraflara hikayeler yazıp avunmasınlar diye belki de. Çok mu bencilce oldu, o zaman……. Okuduklarımıza, seyrettiklerimize, gördüklerimize ilişkin yorumlarımızı düşündüklerimizi yazıyoruz, okuyoruz. Tavsiyeler alıyoruz, eleştiriler alıyoruz. Buna göre belki bir roman daha okuyup bir film daha seyrediyoruz, bir tiyatro oyununa daha gidiyoruz; çektiğimiz fotoğrafı başka açılardan da çekmeye çalışıyoruz.

Maalesef saf ve iyi niyetli bir paylaşma isteğiyle karşı karşıyasın Fulya Hanım. Benim buna inancım var, saf ve iyi niyetli olduğuna. İnsanın fikri neyse zikri de odur denir ya…öyle işte.

Şuanda farkına varamadığım daha bir sürü nedenim daha vardır, ya da olacaktır. Didem’in dediği gibi “Bu konuyu elimizde çay bardaklarıyla karşılıklı tartışmayı ben de çok isterdim elbette ancak bu pek sık mümkün olmuyor.”

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...