20 Ağustos 2007 Pazartesi

Ölü Erkek Kuşlar - İnci Aral

İnsan hep böyle romanlar okumak istiyor, hep böyle yazar anlatırken kaybolayım istiyor. İnci Aral da neyi anlattığından çok nasıl anlattığını sevdiğim yazarlardan. Hani şöyle alsa eline kalemi de hergün ne yaptığını yazsa, en sıradan gününü anlatsa, çok güzel anlatır, öyle güzel anlatır ki bazen başa dönüp birkaç kere daha okumak, başa sarıp sarıp dinlemek gelir içimden. Bilmem anlatabildim mi, işte o kadar seviyorum ben böyle yazarları ve onların tüm romanlarını. Ölü Erkek Kuşlar, Suna isimli genç bir kadının kendi başına ayakta durmasını, yaşadığı çelişkileri, kadın olmanın psikopat hallerinin yanında, biri tutkuyla aşık olduğu sevgilisi diğeri sevgiyle bağlandığı kocası olan iki erkeğin hayatlarını, düşüncelerini irdelemekte. Tutkuyla aşk yaşamak ve sevgiyle bağlı olmak tanımlamalarını özellikle seçtim çünkü romanda Su ve Na'nın bir türlü anlaşamadığı, paylaşamadığı tanımlar bunlar, ya da ben öyle yorumluyorum. Ve düşünmeden edemiyorum, insan kocasıyla tutkulu bir aşk yaşayamaz mı? İlla ki günün birinde kardeş mi olur karı-koca? Peki, öyle olursa bu kötü birşey mi? Kadınların soruları bitmez efendim. Bu roman alınsın okunsun diyorum, aşağıda da bir altı çizilmiş var, pek de güzel yazılmış.

"Bellek, belli bir an belli bir yerde takılıp kalır. Bir sabah ya da geceyarısı, kar kokan bir öğleüstü, bir yaz akşamı; bir sokak ya da oda kapısında, bir lokanta masasında, güneşi emmekten yorulmuş bir dal ucund takılır kalır. Çok sonraları o yerin ve o anın fotoğraf durağanlığı ile belleğinize işlenmiş olduğunu görür ve orada, o anda bir daha hiçbir zaman o eski siz olmamacasına derin, köklü ama adını koyamayacağınız bir değişim geçirmiş olduğunuzun ayrımına varırsınız."
Epsilon, 16. Baskı 2003, 400 sayfa

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...