2 Ağustos 2007 Perşembe

Sıcaklara Dayanamayınca...

Ankara daha bir sıcak olunca, ev en üst katta olup kışın ekstra soğuk, yazın ekstra sıcak olunca, hamile olup sıcağı daha yoğun hissedince, geceleri uyumak hayal olunca Arçelik'in yolunu tuttuk. Yaptığımız ön araştırmada her ev aletinde olduğu gibi en uygun fiyatların Arçelik'de olduğunu, ve alanların memnun olduğunu öğrendik. Bu kış başımdan bir de kombi felaketi geçmiş olduğundan öncelikle dükkana ucuz beklentilerle gidip sonra morarmadım. Klima pahalı bir ev aleti olarak küresel ısınmanın fasulye fiyatlarından sonra attığı ikinci kazık olarak yaşamıma girdi. Aslında, şöyle bir durum da var, ucuza büyük marketlerde falan satıyorlar, televizyonlarda reklamlarını yapıyorlar ya, 300 ytl ye düşen fiyatlarla klimalar diye, hepsi yalan onların. Yok mu ucuz klima, var tabii, ama enerji sınıfı artık ben diyeyim E sen de Y, yani çok elektrik harcıyor, filtresi falan yok, gürül gürül su motoru tadında çalışıyor. Ama bizim gibi A sınıfı olsun fatura az gelsin dersen, evde alerjik bir hamile var filtresi de olsun dersen, aman sessiz olsun dersen güzel bir para bayılıyorsun; biz taze taze bayıldık. Bir de şöyle bir durum var,bayilerin elinde klima kalmamış olabiliyor veya 1 hafta sonrasına montaj tarihi verilebiliyor. Tabii parayı bayılmadan önce bunun montaj günü pazarlığını da yaptık bir güzel, aldık montaj gününü erken bir tarihe, aman ne keyifliyim ne keyifliyim. Kombi montajı sırasında başıma gelenleri hemen ne çabuk unuttum ben böyle. Neyse, dün geldi sevgili Arçelik servisi. 2 tane bey, biri genç çırak diğeri usta hem seviyor hem dövüyor. Önce şaşırdılar tabii küççücük, sıkış tepiş evimizi ve bizim o eve ne kadar çok eşya tıkıştırdığımızı görünce. Evlenirken mobilyaları getiren ustalar gibi, kombi ustaları gibi, klima ustaları da bu eve bunu nasıl takacağız çelişkisini yaşadılar tabii, oturdular kara kara düşündüler; hayır, biz akıllı karı-koca da keşif yaptırmamışız ki önceden. Eevet, sinirler yavaş yavaş gerilirken bende, salonda montaja başlandı. Klimalar evin içinde böyle çok hoş bir görüntü oluşturuyor ya, işte oranın montajı hiçbir şey değil, asıl dışarda duran klimadan büyük olan zırt makinası var ya, işte onun montajı evi de bitirdi beni de bitirdi. Bak yine sinirleniyorum yazarken, artık benim şanssızlığımdan mıdır, yoksa evin şekilsiz ve küçük olmasından mıdır, yoksa benim bu evle yıldızımın bir türlü barışmamasından mıdır nedir, ustalar duvara açacakları küçük bir delik ile klima kablolarını dışarı üniteye verecekken, matkap biranda sert bir yere geldi ve durdu. Koskoca duvarın bizim deldiğimiz yerinde bir ahşap takoz durmuyor mu, usta mecburen o takozu çıkarmak için deliği büyüttü de büyüttü ve sonrasında klasik sinir gerilmeleri başladı. Sonra sırasıyla, dış üniteyi balkona yerleştirken balkona dükmedikleri moloz kalmadı, diğer klimayı takarken yatak odamızı mahvettiler, sonra süpürmeden gittiler, evde oturacak yatacak yer bile kalmadı, bir elektrik süpürgesi tutayım, oturacak yer olsun derken süpürgenin torbası delindi her yer duman ve toz oldu....... Ve ben bu sayede az daha erken doğum yapacak kadar sinirlendim, gerildim. Ben beceriksiz miyim, şanssız mıyım....Kombi den sonra klimada da aynı olayları yaşadığıma göre (ki o ustalar temizleyip gitmişti nispeten) şanssız olmalıyım. Bak yine sinirimden nasıl uzuuun yazmışım. Neyse ya, sonra klimayı 25 dereceye ayarlayınca sinirlerim de yatıştı gerginliğim de geçti. Ama bundan sonra istemiyorum evde montajcı falan, mümkünse çok para kazanıp REZİDANSLARDA oturmak istiyorum, kombisi, kliması, ocağı, rafı, eşyası tam. Off yaaa.

6 yorum:

elegimsagma dedi ki...

off, benim de bi kez temizlik hevesim gelmişti de, onca pisliği temizliyim derken, süpürgenin torbası delinmiş, her yer iyicene bir toza-dumana bulanmıştı. Bak şimdi onu hatırladım. Beceriksizlikten diil şekerim şanssızlıktandı valla ayol;)

anl dedi ki...

yaaa birinin tam olarak anlaması çok iyi :) bence de şanssızlıktan, zaten benim ev işlerinde hiç işim doğru gitmez.bakalım bir sonraki felaket ne olacak.

sidika SAKA dedi ki...

Anılcım yaaaa, ben de kombicilerin eve gelip bütün her yeri deldiği deştiği; ev sahibinin de üstüne toz biber serpiştirdiği günü anımsadım. Bu hatırladıklarımdan sadece biri, zira ömrüm bu inşaat pisliği vakalarıyla geldi geçti. Rezidans olayına gelince; yemesem içmesem ben minimum 95 yaşımda o parayı biriktirebilirim. O zamanda bırak evi barkı .ötü toplayabilirsek ne mutlu!

anl dedi ki...

öff işte ben de hayalini kuruyorum didemcim yaaaa.yoksa rezidans bizim neyimize.ama fena da olmazdı hani :)

Anonymous dedi ki...

Anılcım, şanssız falan değilsin, sadece Türkiye'desin ve Türk usta(!)larıyla muhattap oluyorsun (Hayır, "master" demek ya usta, neyin masterıysa onlar bilemiyorum). Bizim son 1.5 ayda yaşadıklarımızı duysan, "Oh be benimkisi bal kaymakmış" dersin. Boşver, neyse bitmiş işte. Serin serin oturun inşallah :)

Cem & Melike

reunion dedi ki...

arcelik aldiginizi duyunca "iyi yapmislar, servisleri güzel" demistim. ankara sanssizligi sanirim. gecen sene gelen arcelik 3kisilik arcelik servisi. bir tanesi dis ünite, digeri elektrik, ücüncü ise ic üniteyi takarken, ve delme islemleri sirasinda benden süpürge isteyip deldikleri delige tutarak tozun delikten cikmasina bile izin vermeden süper hizli ve temiz halledip gitmislerdi. izmir servisleri kombide nasıl olcak bakalım:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...