5 Ekim 2008 Pazar

"Evdiğim" bir bayram tatili..

Küçükken, sonra lisedeyken ve hatta üniversitede okuyan kazık kadar bir genç kızken bile annem "amma da evdin haaa" derdi, İzmir'e gidişimizde Esenboğa'da yaşadıklarımız ve üstüne de birazdan anlatacağım olayın üzerine annemin söylemesine kalmadan kendi kendime söyledim, söylemedim de daha çok kendi kendime çemkirdim "çok eviyorsun yaaa, bir oluruna bırak herşeyi yavaş yavaaaş". Evmek TDK sözlüğünde yok, ama birşeyin etrafına koşuşturmak, acele etmek anlamına geliyor, anne sözlüğüne göre ise, istediği bir şeyi her türlü çemkirme ile alelacele oldurmaya çalışma, önüne çıkacak veya buna bir şekilde istemeden de olsa engel olacak herkese ve herşeye çirkeflik ve terbiyesizlik yapma anlamına gelmekte. Bu kelime anlamını, kendim söz konusu olduğumda anne sözlüğündeki tabiriyle bulmakta, ve "evdiğim" her olay sonunda başıma mutlak surette istemediğim şeyler gelmekte, bu nedenle evdiğim her durumda kafamda bir neden sonuç ilişkisi oluşmakta fakat istenmeyen durumlar ortaya çıkacağına dair inancımın beni evmekten vazgeçirmemesine çalışmaktayımdır her zaman. Yani, İzmir'e gitmek için ve hatta çok çabuk gitmek, mümkün olan en uzun süre orada kalmak için çok "evdim". Uçağı kaçırdık, bir sonraki uçağa kalınca bu bende "final destination" etkisi yarattı, tırstım. En sonunda İzmir'e varınca, üzerine bir güzel öğle uykusu çekip ardından sahilde çayımı yudumlayınca, bu sefer de gezmek için "evdim". Ertesi gün çıktık güzel güzel Yeni Foça'ya gittik, ben daha çok Eski Datça Yeni Datça gibi bir düzen bekliyordum fakat Foça'ların her ikisi de deniz kenarında. Yeni Foça daha çok yazlıkçıların pek güzel evlerinin kıyı boyunca sıralandığı ve çok da güzel denizi olan nispeten küçük bir yer, yazlıkçıların mekanı diyorum ama kıyı boyunca çok güzel ve uzun bir yürüme yolu var, yazın kalabalığında nasıl olur bilemiyorum ama Eylül sonunda çok güzeldi. İzmir'de oturanlar için İzmir'e bu kadar yakın ve o kadar da güzel olduğunu düşündüğüm bir yer, belki de yazlıkçı yerleri sevdiğimden, İzmir'e taşınınca Yeni Foça'ya gelicez haftasonları, süper (40 kere söyleyince olacak). Yeni Foça'dan Eski Foça'ya geçiş İzmir yoluna girmeden deniz kenarından süper koyların kenarından geçen bir yoldan yapıyor, 15 dakika falan sürüyor. Süper Ege manzaralarını sağınıza alıp güzel güzel gidiyorsunuz. Bu arada bir not, Emir'le mayoları yanımıza almadığımız için kendimize çok küfrettik, hava çok sıcak değildi ama üşümek göze alınabilirdi. Eski Foça'yı daha güzel beklerken hayal kırıklığına uğradığım. Çook kalabalıktı. Çarşısı küçücüktü (para harcamaya da evmiştim). Ama balık güzeldi :) Foça Restoranda yedik balıklarımızı, çok lezzeyliydi, bildiğimizden değil ama sorduğumuz bir bayan bize orayı önermişti, mavi masa örtülü restoran olaraktan. Eski Foça'da akşamüstünü ettikten sonra ve bir sonraki gezimizi nereye yapsak diye düşünerek düştük yollara, tam İzmir ayrımına az kalmışken, önümüze çıkan bir köpeğe çarpmamız üzere hepimiz şok olduk ve sağa çekip durduk. Köpeğin öldüğüne mi üzülsek, kardeşimin arabasının radyatörü parçalandı, tamponu kırıldı ve sis farı çıktı ona mı üzülsek, gün geceye çıkarken yolda kaldık ona mı üzülsek, Deniz kucağımızda seyahat ediyordu ve Emir pek güzel idare etmeseydi durumu büyük bir kaza yapabilirdik ona mı sevinsek... ben "evdim"ya... Neyse, kardeşim Lassa'dan yeni lastik almış, onun hediyesi olarak çekici hizmeti varmış, aradık yarım saate bile kalmadan geldi. Kardeşimin arkadaşı Sinan geldi bizi aldı. Eve varıp da kendimizi bulmaya saat 22.00 felan oldu, ve ben bir kez daha içimden tekrar ettim "artık evmeyeceğim"... Ama anamınızın karnından arabayla mı çıktık dedik, geceleri Alşancak'a gittik, gündüzleri pek sevdiğim Karşıyaka çarşısını gezdik, Denizpark diye bir cafe açılmış Bostanlı sahilinde orda tıkındık, Deniz bayıldı oraya.. Neyse, sevgili kardeşim arabayı yürütecek aksamı tez elden bayram sonrası halletti de yine de gezebildik şehirlerarası.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...