15 Eylül 2009 Salı

Mahrem - Elif Şafak

Bu romanı Rabia'nın tavsiyesiyle okuyalı 3-4 ay geçti, bloğa kaydedilmeyi bekleyen diğer romanlar gibi yerinde bekledi. Bu arada okuduklarım her zamanki gibi hafızamda küllendi, oraya buraya aldığım notlarım kayboldu, Elif Şafak "Aşk" romanını türlü türlü reklamlarla bir pembe sonra bir gri kapaklı olarak çıkarttı, yaptığı veya yapılmasına müsade ettiği bu pozitif ayrımcılıkla beni uyuz etti. Romanı beğendim, ilk başta konsantrasyonu sağlayamasam da sonrasında beğendiğim bir roman oldu. Nazar Sözlüğünü sevdim, arada romandan kopup kendi sözlüğümü düşünmemi sağladı, zevkli. Onun dışında çok okunan bir yazar olduğundan konudan hiç bahsetmeyeceğim bile, altını çizdiklerim aşağıda...

- jaluzi: İçeriyi dışarının gözlerinden kıskanan perde.. (s.151)

- Var oldukları halde var olmayn, seyirlik oldukları halde ortalıkta görünmeyen insanlar vardı bu şehirde; cüceler, sakatlar, şişkolar...göze tuhaf görünen bütün insanlar...Dışarının gözlerinden sakınan, evlerinin mahremiyetine sığınan, varlıkları mahrem olan insanlar..Ben de onlardan biriydim. Dışarıda bir türlü rahat edemedikçe, günbegün kendi içime kapanmış; kendi içime kapandıkça, dışarıda bir türlü rahat edemez olmuştum. Ben bu tecrit edilmişliği tercih etmiştim; ama bu tecrit edilmişliğin ne kadarını tercih etmiştim bilinmez. (s.203)

-televizyon: Evimizde sürekli seyrettiğimiz televizyonun bir an için de olsa bizi evimizde seyredebileceği düşüncesi tedirgin edicidir.

-Aşk bir korsedir. Niye bu kadar kıymetli olduğunu anlayabilmek için haddinden fazla şişman olmak gerekir. Senebesene katman katman çoğalmış, vıcık vıcık yayılmış, pelte pelte yığılmış yağları sarıp sarmalar, hizaya sokar. Ve sonra da geçip karşısına kendi eserinin, seyrine bakar kudretinin. Aşk bir hayal taciridir. Kıyıda köşede kartlaşmış hayalleri çekip çıkartır, yıkayıp paklar, allayıp pullar ve terütaze sıfatıyla sahibine kakalar. Aşk insanı güzellştirir. Görüntülerle oynar pervasızca; yani sıfatlarla, yani aynalarla. Küskünleri aynalarla barıştırı, yalnızları aynalarda çoğaltır.

Aşk bir korsedir. Gün gelir, hiç beklenmedik bir yerde, hiç beklenmedik bir anda, atıverir çıtçıtlarından biri yahut çözülüverir iplikleri. Neler olup bittiğini anlamaya vakit kalmadan, korsenin cenderesinden kurtulan yağlar sürüsepet dışarı çıkmıştır çoktan. O keşmekeşte, göz açıp kapayıncaya kadar eski haline dönüverir gövde. Aşk bir korsedir. Niçin bu kdar kısa sürdüğünü anlayabilmek için haddinden fazla şişman olmak gerekir. (s.214)

Metis Yayınları, 13.Basım Temmuz 2008 (1.2000), 229 sayfa

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...