4 Ağustos 2011 Perşembe

Özlem...

Ankara’dan, oradaki yaşam şartlarımdan, işimden, kocamın işinden, evimden o kadar çok sıkılmış ve bunalmıştım ki taşınmak bana çok iyi geldi. Bunu defalarca anlattım herkes biliyor. Şimdi yaşadığım şehri seviyorum, daha kolay yaşıyorum, otuz beş yaşımdan sonra sektör değiştirdim, hiç bilmediğim bir işi öğreniyorum ve işimi seviyorum, kızım çok mutlu, sürekli yüzüyor, sürekli sokakta, toprağa çıplak ayakla basarak oynuyor, kocamın işi rahat, daha çok vakti var, bu taraflarda çok farklı bir kültür var, değişik insanlar tanıyor değişik yemekler yiyor, değişik gelenekler tanıyorum, dağ tepe deniz kumsal geziyorum, işe giderken vapura binme fantezim gerçekleşmemiş olsa da işe giderken sahil yolunu kullanıyorum Akdeniz’i sağıma alarak…her şey çok heyecanlı benim için bu aralar, süper monoton hayatımdan sonra “sürekli yanık tenle gezip askılı elbise ve şortlarımı sadece 1 hafta değil en az 5 ay giyebildiğim, yüzdüğüm için fit olduğum, güneşli sıcaktan bayıltacak bir iklimde yaşama” hayallerim gerçek oldu, son beş aydır yalnız kalabildiğim sürüyle zamanım oldu, kafamı dinledim, boşalttım…. bütün bunlar oldu da…..

Bütün bunlara rağmen yeni bir şehre taşınmak yine de zormuş. İnsan dostlarını, arkadaşlarını çıkıp gittiği şehirde bırakınca çok özlüyormuş. Aynı şehirde her kafamın tası attığında aradığım, dakikalarca telefonda kaynattığım deli manyak dostlarımla iş çıkışında bir bira içebilme imkanını özledim ben. Kendimi anlatmaya ihtiyacımın olmadığı, sesimin tonundan, bakışımın ezikliğinden, konuşurken yaptığım el hareketlerimden ruhsal halimin tahlilini hemen yapıveren ve ona göre bir tedavi planını hemen oluşturabilen dostlarımla alışveriş merkezlerinde giysileri elleyip elleyip, deneyip deneyip, nerde ne zaman hangi üründe indirim var takip edip, hiçbir şey almadan boş boş gezme imkanımı özledim. “Hadi çık bize gel” demeyi özledim, “hadi ben sana geliyorum” demeyi özledim. “Şimdi bunu böyle dersem ne olur” diye hayıflanmadan dedikodu yapmayı özledim. En gizli şeylerimi dostlarımla paylaşmayı, paylaşıp rahatlamayı özledim. İstanbul-Ankara arası mesafenin yakın ve ucuz olması nedeniyle çıkıp gelebilen arkadaşlarım şimdi yanıma gelebilmek için plan yapmak zorunda kalıyorlar, onların çıkıp gelebilme imkanlarını özledim. Çok özledim…çok ama…bu yüzden ağlayacak kadar özledim.

Beş ay çıkardım ya yalnızlığın tadını, artık batıyor bana. “Orada da arkadaş edinirsin” diyorlar… edinmeye çalışıyorum tabii... yeni insanlarla tanışıyorum, etrafıma bir duvar örmüş içine de girip oturmuş değilim. Belki aynı frekansı yakalayacağım insanlar karşıma henüz çıkmadılar, bilemiyorum. Zaten çıksalar da, on, onbeş hatta yirmi, yirmi beş senelik tanışlarımın yerini tutabilirler mi? Ben bu yaştan sonra benzer frekansı bulup da ayrılmadan zevkle aynı kanalı dinleyebilecek miyim?

Hiçbir dostumun olmadığı bir şehirde yaşıyorum… daha pozitif bakarsam dostlarımdan uzakta yaşıyorum da diyebilirim belki, zorlarsam…

Dahası beni anlayacak kadın sayısının çok az olmasından korktuğum bir şehirde yaşıyorum…

13 yorum:

Tully dedi ki...

Bazen o çok tandığın dostlarda insana kazık atabilir..En azından mutlu ve huzurlu yaşabiliyorsun.Birilerinin seni anlamasını beklersen kimse anlamazki,yine herkes kendi bildiğini okur..O yüzden çık,gez dolaş,oku..En iyi arkadaşın da kızın olur yakın zamanda..

Zeugma dedi ki...

İlk etaptaki zorluklar bunlar..
Alışacaksınız zamanla.Her şey rayına oturacak..

Ankara'yı ben de çok severim bu arada..

coraline dedi ki...

mrb tully,bu yazıyı yayınladıktan sonra senin yazını okumuştum.evet bazı dost kabul ettiğin insanlarla aynı frekansta olamıyorsun maalesef.ben şanslıyım belki de bu konuda.kızımın en yakın arkadaşım olması konusu ise ayrı tabii,kocanın çocuğunun tek arkadaşların olması maalesef mumkun değil, olmasında zaten.ben kızımın annesiyim sonuçta :)

coraline dedi ki...

mrb zeugma,alıştım ya alışmakla ilgili bir sorunum yok :) ama özlüyorum tabii..

The Snowbird dedi ki...

son paragraf imkansız ben diyim 6 sene oldu, olmuyor, olmaz, olmayacak...

The Snowbird dedi ki...

son paragraf imkansız ben diyim 6 sene oldu, olmuyor, olmaz, olmayacak...

MorBaykus dedi ki...

Merhabalar,
Yazınızı için dolu dolu olarak okudum. Çünkü aynı hisleri paylaşıyoruz. Ben de hayat koşullarımdan dolayı bir dostun kapısını pat diye çalıvermeye, "hadi kahve içmeye gel" demeye hasretim. Benim durumum biraz daha vahim sanki ama sanırım böyle olması gerekiyor ve seçimlerimizin de böyle sonuçları oluyor.
Sevgiler...

dennis dedi ki...

selamlar;
15 gün önce aynı sizin gibi yıllardır çat kapı gidip gelebildiği dostlarından ayrılıp Ankara'ya taşınmış biri olarak sizi çok iyi anlıyorum. İzmirliyim ben, üniversiteyi ise Mersin'de okudum ve 6 yıldır İzmir'den ve denizden uzaklardayım. Sanırım bu durumda durumum sizden daha vahim, yazınızdaki karikatürde dert yanan tiplemeye cuk oturuyor :) en azından deniz memleketinde uzaktasınız dostlarınızdan; bense hem ailemden hem dostlarımdan hem de kokusu burnumda tüten denizden uzağım yıllardır. Güzeldir Mersin, ben orda olurken güzeldi yani. Basittir, sevimlidir, eğlencelidir. Umarım mutlu olursunuz ailenizle birlikte ve yeni dostlar edinirsiniz en kısa sürede...

coraline dedi ki...

@chaga, deme yaaa

@ebr-u ozlem ve dennis duygularimi paylasmaniz me onemli benim icin:) umarim hepimiz mutlu oluruz

Noni dedi ki...

Seni çok iyi anlıyorum desem?
Ve senden daha kötü durumda olanlar var desem?
Mesela ben :)
Sen en azından Türkiye sınırları içindesin, bir de dışına çıkanları düşün... Şimdi oturup neleri özlediğime dair upuzun bir liste yapabilirim ;) Sabahları elime gazete alıp okumayı özlüyorum, çıtır çıtır simidimizi özlüyorum, yoğurdumuzu bile özlüyorum...
Gittiği her yerde insanın geride bıraktığı ve özlem duyduğu birşeyler var, yeni düzene alışmak zaman istiyor, ama beterin beteri var diyip hep iyi tarafından bakmak gerekiyor sanırım, en azından arkadaşların bir telefon kadar yakın sana, onları her özlediğinde seslerini duyabilirsin, bence iyi tarafından bakmalısın ;)

Moskova'dan sevgilerimle...

coraline dedi ki...

merhaba noni,öyle yapıyorum ben de:)zırt pırt telefon açıyorum artık:)

çağla dedi ki...

öncelikle herşeyin belli bir noktadan sonra "geç bile olmuş olsa" düzelmiş olması ve AİLECEK mutluluğu yakalamış olmanız çok hoşuma gitti...

eminim ki orada yeni dostlar edinmişsinizdir bu süreçte, en azından sıkıldığınızda vakit geçirebileceğiniz iş arkadaşları, komşular vs.

bu arada eşiniz nerden aldı uzmanlığını? bizde ankaradayız da:(

coraline dedi ki...

slm çağla,herşey her zaman süper olmuyor tabi.isim vermemeyi tercih ediyorum, anlayışla karşılarsın umarım,kimin kimi nasıl anladığının belirsiz olduğu yerlerde yaşıyoruz ya :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...