17 Ekim 2011 Pazartesi

Ve işte karşımızda sonbahar...

Bugün bu sene için son defa açık ayakkabı giydim sanıyorum. Zira akşam eve giderken ayaklarım üşüdü. Akşam sekiz sularında yağan tropikal yağmur, tropikal derken bir anda bastıran ve burnunuzun ucunu bile görmenizi engelleyen yoğunlukta yağan, ardından gelen serinlikte üşüteceğimi bile bile incecik bir gömlekle balkonda oturuyor olmam bile değiştirmiyor yazın bittiğini. Artık akşamları hırka giymeliyim. Sabah evden çıkarken de hırkamı yanıma almalıyım. Açık ayakkabıya bir son vermeli, güneş ışınlarının ülkemize artık eğik düştüğünü ve hatta bazen bulutların arkasında kalabileceğini kabul etmeliyim. Biraz önce, askılılarımı, tiril elbiselerimi ve şortlarımı eteklerimi kaldırırken içim cız etti. İtiraf ediyorum uzun kollu kazakımsı şeyler (boğazlı kazaktan hala çok uzağım) ve incesinden bir mont giymeyi özlemişim, yağmur desen sevilmez mi hele de bir deniz şehrinde, burun donduran soğuk değil ama ürperten serinliği de özlemişim de, sonbahar beni derin düşüncelere gark edecek, tırsıyorum.

Yaz üzerimizdeki kıyafetler kadar hafif çünkü.
Sonbahar ağırdır, düşündürür...
Yalnız hissettirir..
Yağmur, ağlatır...
Kasım geçmişi düşündürür...
Aralık yeni kararlar aldırır...

Karar almak mı dersin vermek mi bilmem, tırsarım her ikisinden de. Aldığım kararın başkalarını nasıl etkileyeceğini düşünürüm ilk önce, bütün kadınlar gibi; tırsarım yine, çünkü kendince, kendini mutlu etmek için aldığın kararlar başkalarını yaralayacaktır mutlaka, bu noktada kendini düşünmek göt ister, çünkü bencillikle karıştırılabilir. Bir kadın, bir anne , bir kız evlat olarak birinci görevim bu çünkü, çocuğunu yaralamamak, anneni, babanı yaralamamak, etrafındaki herkesi kendinden önce düşünmek zorunda olmak. Bir kız çocuk olarak böyle yetişmek, bir kadın olarak böyle doğmuş olmak belki. Onu üzmemek, bunu üzmemek...onu düşünmek bunu düşünmek...beni kim düşünecek peki...beni kim üzmeyecek...bunu otuzbeş yaşında farketmek..onu üzme bunu üzme, onu düşün bunu düşün derken etrafımdaki herkeste yarattığım bu saçma güven, güvenilir misin peki gerçekten...

Sonbahar'da kadın olmak zor yahu......

2 yorum:

Sevgi Tuncer Dalgıç dedi ki...

ne kadar da haklısın,sonbahar sanki hayat geçip gidiyormuş hissi veriyor insana,ondandır heralde ne yapsak kendimiz için triplerine girmek...Tam da yeni kararlar almıken okudum yazını cila oldu :)))
sevgiler...

coraline dedi ki...

mrb sevgi, güzel söyledin valla, kendimiz için triplere girmek...kararlarımızı uygulayabilmek dileğiyle....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...