14 Mart 2012 Çarşamba

Bu Filmin Kötü Adamı Benim - Murat Gülsoy

Okumaya kıyamadığım yazarlarımın arasına Murat Gülsoy'da katılmıştı. Rafımda okunmamış üç tane romanı duruyordu. Her birinin içinde çok seveceğim karakterlerin, beni içine içine çekecek kurguların, beni böyle kalbimden vuracak, okumaya doyamayacağım cümlelerin olduğuna emin olduğum üç güzel roman. "Bana şimdi ancak Murat Gülsoy okumak iyi gelir" zamanlarımı bekleyen üç roman. O zaman gelince "Bu Filmin Kötü Adamı Benim" geldi elime. Bir de Muray Gülsoy romanlarını yavaş yavaş okumak istiyorum, uzun sürsün diye, bu kadar içine girebildiğim, romanda bir masa olup sayfalarca olayları izleyebildiğim, bazen de esas kız esas oğlan olarak bizzat başrol aldığım romanlar, öyküler yazan bir kaç yazardan biri benim için. Bu romanda ise Defne oldum, hatta o kadar çok kaptırmışım ki kendimi bir süre nefret bile ettim Önder'den ve tüküre tüküre okudum. Evet Önder sen var ya sen cidden bu filmin kötü adamısın. Öyle kötü, öyle terbiyesiz, öyle ahlaksız bir adamsın ki, yaşımızın aynı olmasından kelli ara ara kafandan geçenlerle kafamdan geçenlerin bu derece benzerliği ya da romanın sonunda sergilediğin kırılganlığın her ne kadar sana sarılıp bağrıma basma isteği uyandırmış olsa da bende "oh olsun, sana müstahak" diye içimden geçirmedim de değil. Belki de tüm bunlar senin yazarını mükemmel kılıyor, kimbilir.

Romanın beni kalbimden vuran yanı, Önder ve Defne'nin tası tarağı toplayıp taşındıkları eski Datça'da yaşamalarıydı. Yıl 2006 falan, biz bir grup kanka hiç de konforlu olmayan bir tekneyle deniz üzerinde bir hafta geçirmek üzere Datça'ya gelmişiz, beş günümüzü mavilikte geçirmişiz, hepimiz kendimizi denizci sanmış, son iki günü de muhteşem Datça'yı gezmeye ayırmışız. Zaten zevkten mavilik sarhoşu olan bünyelerimiz eski Datça'yı gezince hiç ayrılmak istememiştir. Eski Datça'da yaşayıp da mutsuz olabilecek bir insan yoktur sanırım, çok iddialı oldu ama huzurun anlamını bulduğu yerdir orası.Umarım Istanbul'lu zenginlerin kafa dinleme mekanı haline gelip bozulmamıştır, o ayrı. Demem o ki, Önder'in Defne'yi o çok üzdüğü geceki veranda gözümde çok net canlanmıştır, her bir ayrıntısına kadar.

Aynı yaştayız ya biz Önder'le, benim bu yaşlarda farkettiğim bir sürü şeyi onun da aynı yaşta farkediyor oluşu beni yakınlaştırdı belki kendisine. Aynı kendini sabote etmeler belki.

"...Yürürken eski anıları dün olmuş gibi heyecanla konuşuyorduk. Oysa aradan yıllar geçmişti. İnanamıyordum bunca zaman geçtiğine. Arada dev bir boşluk vardı. Otuzaltısında bir adama dönüşmem için yeterince zaman geçmemiş gibiydi. Aslında geçmişti, geçtiği de ortadaydı, ama sanki...ne bileyim, eksik olan birşey vardı. Belki çantasında yazı defteri taşıyan o genç üniversite öğrencisi halimden kurtulamadığım içindi. Bununla içten içe övünebiliyordum hala. Ancak bir şeyleri yakalayamamışım duygusu...Öğlen uykusunu çok uzatmışım da günün kalanını kaçırmışım gibi." (S.39)
 
Erkekliğin birçok gizli fetişini de sergileyen bir kişidir kendisi, oysa dışarıdan hiç öyle görünmez. Mutlu olması, edilmesi çok zor, iyi ve güzel olan çoğu şeyde huysuzluk yapan ve arayan bir erkektir.

"....Osman Bey'in çalışma odasını teslim ettiği bir yazardı. Karısını almıştı ama olsun. BU son düşünceyi münasebetsiz bir şaka olarak düşünmeyi tercih etti. Gerçi bu türden ahlaksız bir ticarete o anda imzasını koymaya hazırdı." (S.164)

"...Önder böyle zamanlarda (bir kadın kendini ona teslim ettiğine dair işaretler verdiği zamanlarda) karışık duygulara kapılırdı. Hem onu ele geçirmiş olduğu için hem de artık ele geçirecek bir şey kalmadığı için heyecanı azalırdı." (S.154)

Önder, yansıması İzzet ve onların dominant babaları. Babalarıyla olan acıklı ilişkilerinin erkekler üzerindeki etkisini en açık haliyle Önder ve İzzet'le gözlemleriz. Baskın karakterli, ister kültürel ister sosyal isterse maddi olsun bir şekilde oğlunu bastıran ve farketmeden ezen babalarla büyümüş annesiz erkeklerin, mutluluğu kadınların bacak arasında sanması ve ne kadar çok kadınla birlikte olursa o kadar çok mutlu olacağını düşünmesinin acıklı tarafının Önder'de kendini bulmasını görürüz, daha doğrusu ben öyle gördüm belki de yanlış görmüşümdür bilemem. Mutluluğu böyle bulacağını sanarken, eşiyle bir türlü mutlu olamaz Önder, bu mutsuzluğun sebeplerini Defne'ye mal ederek sıyrılır. Hem Defne'den şikayet eder, hem de kendisini bırakmasını istemez. Hem ilgi bekler, ilgi gösterince iter, kakar. Yazdıkça sinirlendim yine. Oysa, kendinden beklentisi yüksek olan bir insanın kendini kendine ispatı sürecinde, vaktinin de azaldığını farketmesinin paniğiyle olur olmaz işlerle meşguliyetidir bu belki de. Neyse...

Romanla ilgili fazla detay vermemek lazım tabii, aslında ben bu kitapları bloğa not alma işini okuduklarımı unuttuğum için yapıyordum ama romanları henüz okumamışlara da ayıp olacak. Alın okuyun.

Can Yayınları, 4. Basım (1.2004), 272 sayfa

10 yorum:

Tully dedi ki...

merak ettim, bu aralar hiç sürükleyici kitapla karşılaşamıyorum zaten,ya da ben okurken kendimi veremiyorum:(

Adsız dedi ki...

Kendisiyle "Sevgilinin Geciken Ölümü" ile tanıştım ve benim yazarları listesine aldım.Güzel bir paylaşım olmuş, çok teşekkürler. Okumak için sabırsızlanıyorum.

coraline dedi ki...

mrb tully,bunu oku mutlaka o zaman :)

coraline dedi ki...

mrb kitap kurdu, rica ederim.okuduktan sonra görüşlerini bekliyorum ben de bloğunda :)

Adsız dedi ki...

Merhaba arkadaşlar bu filmin kötü adamı benim adlı romanı okuyan arkadaşlar bana lütfen ulaşabilir mi.
Serhat1907.1907@hotmail.com

Adsız dedi ki...

Merhaba arkadaşlar bu filmin kötü adamı benim adlı romanı okuyan arkadaşlar lütfen bana ulaşabilir mi.
Serhat1907.1907@hotmail.com

Adsız dedi ki...

Merhaba arkadaşlar bu filmin kötü adamı benim adlı romanı okuyan arkadaşlar lütfen bana ulaşabilir mi.
Serhat1907.1907@hotmail.com

Adsız dedi ki...

Merhaba arkadaşlar bu filmin kötü adamı benim adlı romanı okuyan arkadaşlar lütfen bana ulaşabilir mi.
Serhat1907.1907@hotmail.com

Serhat dedi ki...

Merhaba arkadaşlar bu filmin kötü adamı benim adlı romanı okuyan arkadaşlar lütfen bana ulaşabilir mi.
Serhat1907.1907@hotmail.com

Serhat dedi ki...

Merhaba arkadaşlar bu filmin kötü adamı benim adlı romanı okuyan arkadaşlar lütfen bana ulaşabilir mi.
Serhat1907.1907@hotmail.com

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...