31 Aralık 2012 Pazartesi

Dileye dileye bir hal olmak...2013...

Bir gıdım yeni yıl heyecanı vardıysa içimde, böyle olayım. Ne noel babalı süsler, ne de ışıklı mışıklı çam ağaçları etkiliyor beni bu sene. Her sene olduğu gibi ne kart attım ne kimseye hediye aldım. Her sene olduğu gibi "hadi anneciğim gelk kart yapalım" diye çocuğu gaza getirip, yapılan bir adet karttan sonra yoruldum.  Dün akşam çikolatalı bir tür kurabiye ve bir tür poğaçadan başka hiçbir yeni yıl özel yemeği ya da pastası falan yapmadım. Onları yaparken bile mutfak savaş alanına dönmüştü zaten, daha fazlasını yapmak mutfaga hakaret olacaktı. Yemek olarak pizza söyleyeceğiz, pastayı da güzide pastanelerimizden birinden alırız dedik. Gerisi içki, cips, kuruyemiş, zararlı kötü ne varsa yiyeceğiz. Geçen sene de böyleydi ya, bu sene de aynı. Bir yeni yıl coşkusu eksikliği. Bakalım, belki akşama gösterir kendini. 

Dilek dilemeyi bilmiyor olmalıyım, zira eski yıllara bir baktım da şöyle ipe sapa gelir net bir dileğim olmamış. Bakıyorum millete onu isterim bunu isterim diye yazabilmişler, ne istiyorum diye soruyorum kendime, isteyeceğimi düşündüğüm herşeyin yanında bir soru işareti beliriyor, gerçekten istiyorum mu istemiyorum mu, ben de o isteği yapacak ..öt var mı yok mu...şimdi ben onun öyle olmasını istesem olur mu olmaz mı... sonuçta dilek diliyoruz ama bu dileklerin olması için kişinin kendisinin de uğraşması gerekiyor bir şekilde. Ben de böyle bir kadere bırakmışlık var bir süredir. Mesela sigarayı bırakmak istiyorum ama bırakamıyorum, bırakma dileğini dilersem, çok uğraşmam gerekeceğini, yapamayacağımı ve bir şekilde bir yerden bulup iki fırt çekeceğimi biliyorum çünkü sigara içmeyi seviyorum, o yüzden böyle bir dilek dilemek benim için saçma bir durum oluyor, benim dileğim ancak şu olabilir bu durumda :" Lütfen 2013 de sigara beni bıraksın..." mantıklı mı...hayır. Benim dilek dileme mantığımda toptan bir yanlışlık var, küçüklüğümden beri. Dileklerin açık ve net olacakmış, dilek diliyorsan sepet gibi oturmayacak sen de birşeyler yapacakmışsın, olayın özü buymuş yani. Bu olayı anlamadıysan benim gibi sürekli tükürdüğünü yalayan bir kadın olup çıkman an meselesi. Tükürdüğünü yalamaktan bahsetmişken, misal, ayda en az bir Pazartesi ofise "sigarayı bıraktım" diye millete ilan ederek gelip, Çarşamba sabahı kahvenin yanına "ver de bir fırt çekeyim" dersen, ve o fırtı gerçekten çekersen, tükürdüğünü yalamış oluyorsun. Hayatımda değişik versiyonları da var bu olayın da şimdi yeri değil. Neymiş...dilediğin dileğe dikkat edecek, o dilek için sen de çalışacaksın. Dilediğim dilek için bile kendime söz veremiyorum şimdi o da ayrı ya...

Bu yıl...yani 2013 de...

Elimden gelen kısmıyla ilgili olarak kendime ve yakınımdakilere daha iyi davranmayı, sigarayı bırakmayı, sekiz kilo vermeyi, her akşam cilt bakımı yapmayı, anlayışlı olmayı her daim yelloza bağlamaya meyilli olmaktan ziyade kırlarda salınan papatya misali huzur dolu olmayı, tüm bunlarla birlikte hayat kontrolümde olmayan ne getirirse onları gelişine yaşamayı, diretmemeyi, direnmemeyi ve bunu takmamayı, hep gülmeyi, hep güldürmeyi diliyorum. Elimden gelmeyen kısmıyla ilgili olarak da kimse hasta olmasın, kimse ölmesin. Hadi bakalım...

6 yorum:

Unknown dedi ki...

10 yıldır yeniyılın bir öncekinden iyi bir yıl olmasını diliyorum ama kimse sesimi duymuyor :)

Balthus dedi ki...

mutlu yıllar coraline :)ne diyelim sanırım tanıdığım hemen herkes aynı modda girmiş yeni yıla.
yaşlandık gidiyoruz işte,sigarayı bıraktık bıraktık yoksa kırkından sonra ne anlamı var :)
Ama bende seviyorum mereti.byee..

alkım doğan dedi ki...

1 Ocak hep senenin en sıkıntılı günlerinden biri olur benim için. Sanırım bir önceki günden farklı olmadığını bilip/görüp yine de yılların geçtiğini farketmenin verdiği bir sıkıntı. Yine de güzel bir yıl dileyelim bakalım:)
Sevgiler.

coraline dedi ki...

mrb serpil,ben beklentileri çok düşük tutuyorum bu sene :)

coraline dedi ki...

leventcim, kırka daha çok var teessüf ederim :)

coraline dedi ki...

mrb alkım,hoşgeldin.sana da iyi yıllar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...