15 Ocak 2013 Salı

Dumanlı Hayat...no.1...

Bu yazıyı yazmak için biraz beklemem gerekti, zira ne küçükken ne de herhangi bir zaman diliminde köpeğim olmamıştı ve nasıl bir yaşam şeklimiz olacağı konusunda en ufak bir fikrim yoktu, bu nedenle de bir köpeğin bizimle birlikte yaşamasının anlam ve önemini idrak etmem, sabrımın sınırları görebilmem ve maceralarımızdan bahsedebilmem için zaman ve tecrübe toplamam gerekiyordu.

Duman, 24 Mayıs 2012 doğumlu dişi bir Belçika Kurdu. Ailemizin 4. üyesi olarak bizimle birlikte yaşamaya 24 Haziran 2012 tarihinde, eve bir kedi alınmasını isteyen, istemekten öte bunun için deliren kuzunun ısrarları sonucu köpek eğitimi veren bir arkadaşımızın çiftliğine gidince onun kendi köpeğinin yavrusunu bize önermesiyle başladı. Evimize geldiğinde herşeyden korkan, tırsan, ilgiye ve sevgiye muhtaç, acıklı bakışlarıyla içimizi paralayan, olmayan dişleriyle boyundan büyük sandalyeleri kemirmeye çalışan, evin her yerine dışkılayan, yanlız kalınca viyik viyik ağlayan, herşeyi ağzına sokan, kemiren, etrafını biran önce keşfetmeye çalışan, bunu yaparken de kafasından büyük kulaklarını havaya diken, savunmasız, sevimli bir aylık küçücük bir bebekti.  

Dedim ya hiç köpeğim olmadı benim, kuş veya balık beslemeden öteye gidemedi hiçbir zaman evcil hayvan besleme çabam. Çok şey kaçırmışım onu söyleyebilirim. Şimdi, kendim doğurmuş gibi seviyorum Duman'ı desem sanırım abartmış da olmayacağım. Çocuğumu nasıl sevdiğimi çocuksuz birine anlatamayacağım gibi, bir köpeği nasıl sevdiğimi de köpeksiz birine anlatamamam, anlaşılmaz maalesef. Duman kuzunun kardeşi benim de ikinci çocuğum oluverdi.

Duman'ı ilk gördüğümüz güne dönersek...çiftlikte bir golden yavrusu bir de bizim Duman vardı. Duman ortalıkta gezinmiyordu henüz. Golden yavrusunu sevdik önce, aldık kucağımıza hoplattık zıplattık, öyle sakin öyle miskin bir köpek, tatlı mı tatlı. Arkadaşımız baktı ki evin kadını olaraktan ben köpeği mıncık da mıncık seviyorum, ağzını yüzünü öpüyorum, kirliymiş temizmiş bakmıyorum, o da hemen anladı tabii benim öyle yerden saç toplayan temiz pak bir kadın olmadığımı, "bir köpeğe bakabilecek kadın" izlenimi edinmiş olmalı ki Duman'ı getirdi. Duman o kadarlık bir bebekken bile cevval ve heyecanlıydı, Golden yavrusunun aksine bir oraya atlıyor bir buraya zıplıyor, peşimizden haldır huldur koşuyordu bacak kadar boyuyla. Nedense kanımız daha bir ısındı o böyle cevval olunca, zira biz de cevval ve heyecanlı bir aileyiz neticede. Aldık, eve getirdik.

Yol boyunca koca kulaklarını yukarı dikip ürkek gözlerle etrafını kolaçan ederken, kucağımıza ezik ezik sığınan Duman efendinin, eve girmesinin ilk on dakikasından sonra bizi darmadağın ettiği doğrudur ki bizim kuzu bile "ay napacağız biz bununlaaa" diye cırlayaraktan endişelerini dile getirmişti. Evet biz bu bir aylık, mütemadiyen koşan, herşeyi ısırmaya çalışan, ve sürekli oraya buraya yapan hepi topu yirmi santimlik boyuyla bize etmediğini bırakmayan, azıcık kızınca küçük emrah bakışlarıyla kalbimize kalbimize kazıklar çakan bu simsiyah enikle ne yapacaktık?  Eve geldiği gece ve sonrasındaki bir hafta boyunca her gece ağlamış olmasını anlatarak başlamalıyım belki de. Orada cevval diye sevdiydik de evde üç cevval ne yapacaktık hep birlikte, ben ki ikinci çocuğu doğurmayı poposu yemeyen, rahatına bin düşkün?

Evet, Duman evimize geldiğinde ona daracık bir yer vermek yerine, kuzuyu boş olan büyük odaya taşıyıp kuzunun odasını da Duman'a verdik. İlk gece itibariyle bütün odayı gazete kağıdıyla kapladık. Duman ilk bir hafta sürekli ağladı, köpek ağlamasını bilen bilir, böyle acıklı tiz viyiklemeler olarak tasvir edebilirim. Ve biz her saat başı kalkıp Duman'ı sevdik, itiraf etmeliyim ki arada bir de kızdık öfkelendik, hatta ailecek birbirimize girdik. Hani, ilk çocuk doğunca anne baba ne yapacağını bilmez bir durumda en ufak bir sorunda sürekli birbirine girer ya, aynen öyle işte. Duman kokumuza alışınca, bu kokuların onu bırakmayacağına, bu kokulara güvenebileceğine, bu kokuların kendisine yemek, su ve ilgi vereceğine emin olunca ve yeni evine alışınca ağlamayı bıraktı. Ağlarken de yaptığı üzere evin her yerine yapmaya devam etti. Diyorum ya, yere düşen bir tane saçı bile görüp de onu yerden almadan geçemeyen bir kadınsanız/adamsanız olmaz o iş. Zira bebek bir köpek alıyorsanız eve her yere mutlaka yapıyor, ve siz elinizde bez ve deterjan hababam çiş ve kaka temizliyorsunuz, bunun aksini söyleyen de çıkmaz herhalde. Ha, sonra öğrenmiyor mu evet öğreniyor, ama her çocuk büyüten insana söylendiği üzere ha insan annesi olmuşsunuz ha köpek annesi olmuşsunuz farketmiyor, annelik acaip bir sabır gerektiriyor. Duman üç dört hafta sonra sadece gazeteye yapmaya başladı mesela, o üç dört hafta sürekli poposunu gözetledik büyük bir sabır göstererek ve hatta sabır taşına dönüşerek evet. Gazete olmayan yerde tutmaya başladı sonra. Odasındaki gazeteleri her geçen gün biraz daha daraltmaya başlamıştık bile, derken ufak bir köşede kaldı gazeteleri ve evet halen o ufak köşede o gazeteler, zira kızım sürekli dışarıya yapmaya alışamadı daha, ama bu hikayeye daha var. Bu süre zarfında bütün halılar üç dört kez yıkanmaya gitti evet, Duman'ı araba tutuyordu arabaya birkaç kere kustu evet, gözümüzün önünden kaçırdığımız anda bir halt karıştırıyordu evet, örneğin gözümüzden kaçırdığımız bir on dakikada çok sevdiğim bir yazlık ayakkabımın -bir sürü de para vermiştim, çok iyi bakıyor ve senelerdir de giyiyordum- bandını tabanıyla birlikte sökmüşlüğü var, çorap çekmecesinden kaçırıp parçaladığı çoraplarla çoktan bir çorap dükkanı açabilirdik, evet. Ahşap kapının pervazını da dişleriyle boydan boya nasıl söktüğünü anlatmayayım bana kalsın.

Geçiyor efendim hepsi geçiyor. Nasıl ki küçük bir çocuk anne ve babasının sınırlarını deneyerek öğreniyor, köpekler de öyle. İnsan anneleri bunu söylediğimde hep kızıyorlar bana ama bir köpek büyütmekle bir çocuk büyütmek arasında pek de bir fark yok aslında. Davranışlar neredeyse aynı. Belki de köpeklerin insanlara bu kadar yakın ve bağlı olmasının nedeni de budur kimbilir. Nasıl ki çocuğunuz gözünüzün içine bakıyor, bu da gözünüzün içine bakıyor ve belki de çocuktan en büyük farkı çocuğunuz büyüdükçe başka gözlerin de içine bakacak, o ise bütün hayatı boyunca sizin gözlerinizin içine bakacak, ve hepi topu onbeş sene yaşayacak...

Yoruldum yazmaktan biterayak duygusala da bağladım tam oldu...Duman şimdi 8 aylık... koca bir bedenin içinde çocuk ruhu taşıyor... maceralara devam edeceğim...zira tadından yenmez anılarımız oldu kendisiyle... Duman'ın ayağına bastı diye ittirdiğim komşumuzu anlatacağım daha, kakasını dışarı yapsın diye saatlerce dışarıda donduğumuz zamanlar var sonra, kuzunun Duman'ı kıskanmasına ilişkin komik mi komik anlar var,  dişlerinin dökülmesi yerine yenilerinin çıkması var, koca kişisinin içinden çıkan köpek eğitmeni ruhuna ilişkin bombalar var...bir köpeği çok sevmekle ilgili tespitlerim var.... ohooo var da var...




7 yorum:

Bugday Tanesi dedi ki...

Harika bir köpek yazısı.Benim çocugum yok ama köpeğim var ve evet ben de kendimi bir anne olmuş sayıyorum :)Çünkü dediğin gibi pek bir farkı yok sevgi ve sabır boyutunun. Bu yazı dizine devam et, bizi Duman'sız bırakma.

laleninbahcesi dedi ki...

Ben hep köpeği olan bir evde büyüdüm,ama kendi evimizde hiçkuş balık dışında bir hayvan beslemedik hiç.
Şimdi size bir kitap önereceğim,mutlaka ama mutlaka okumalısınız. Bizim evde biri parçalandı okunmaktan,ikincisi ise sahaftan bulunup alındı. Ne yazık ki satışta olan bir kitap değil. Ama sanırım Nadir Kitap'dan bulabilirsiniz. Türkiyenin en büyük sahafıdır,internet satışı da var.

Sevgilerim ve uzun Duman'lı yıllar dilerim.

coraline dedi ki...

mrb buğday tanesi,devam edeceğim zira her gün ayrı bir macera peşindeyiz:)

coraline dedi ki...

mrb lale abla,kitabın adını yazmamışsın sanırım,yazarsan sevinirim. ve teşekkürler..

lale dedi ki...

ne güldüm kendime ama:))

Kitap öner adını yazma...Kitabın adı;Her Gece Josephine

Kızım Nadir Kitapdan getirtmişti...

coraline dedi ki...

mrb lale abla,sanırım yoğun bir anına geldi :)aldım bile ben kitabı gitti gidiyor da buldum da.tşkler tekrar

lale dedi ki...

çok sevindim. Keyifli okumalar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...