29 Ocak 2013 Salı

Skandal...

Cumartesi günü bir kez daha farkettim ki hayatım boyunca kendi çapımda değişik tesadüfler yaşamışım. Bu tesadüflerin pek az bir kısmı karizmatikken, bir çoğu beni yerin dibine geçiren şapşal anlardı. Başka konular içinde bahsettiğim olmuştu bu şapşal anlardan da, örneğin koca şehirde müşteri araştırması yaparken, bir numarayı yanlış çevir, başka bir firmayı ara, operatör konuşsun sen hala yanlış firmayı aradığını anlama, o yanlış firma komşunun firması olsun, adama bağlan, kim olduğunu tanıma, o seni tanısın, gevrek gevrek konuşmaya devam et... bu kadar firmanın bu kadar insanın içinde denk gel.... sonuç maskaralık. Lise sonda bir çocuktan hoşlan yaz tatilinde... az biraz sohbet, baygın bakış...aman annem görmesin, ağzıma etmesin diye oraya buraya kaçış, zira annem beni erkek sinekten bile korumaya adamış kendini... sonra gözler yarı kapalı baygın bakışlı bir sohbette ortaya çıkar ki... çocuğun babasıyla eniştem aynı işi yapmakla kalmıyor, bir de aynı yerde çalışıyorlarmış... sonuç yaz sonu gelmeden annem dahil teyzem, eniştem ve hatta bütün sahil de öğrenmişti aşna fişne durumlarımızı, aman zaten biz de ayrıldık gittik sonra da tesadüfün rezaletine bak. Koca kişisinin bir hastası var...yok bildiğimiz hasta... bilmem ne hanım diye kaydetmiş, ben de hayal gücü çok geniş bir küçük yelloz olduğumdan kelli neremden uydurduysam bu kadını dul ve kırk yaşında kocama yazıyor sanıyorum ya "bu bilmem ne hanım ne arıyor seni diye" ağzına ettiğim yetmiyormuş gibi, koca kişisi de sen git bunu hastaya söyle, gel zaman git zaman biz bir sosyal paylaşım ortamında bu bilmem ne hanımla birbirimize denk gelelim, ben her zamanki salaklığımla uyanmayayım konuya, böyle şirin mi şirin yorumlar yazayım kadına, sonra kadın artık dayanamasın bana mail yazsın ben bilmem ne hanımım diye... ben yerin dibine geçmekten beter olayım allaaam bu naif kadının yanında ben ne yelloz kafasına kaya düşesi bir kadınmışım diye kızarıp bozarayım... sonuç utanç. Of anlat anlat bitmez yani. Hayır, yani, ben çok şapşal karakterli bir insan mıyım acaba da böyle şapşal olaylar başıma geliyor, yoksa doğuştan şapşal bir aura ile gezip şapşal tesadüfleri çekiyorum .. nedir yani olayım.

Üç ay önce, kuzunun okul arkadaşlarından birinin doğumgünü için bahçelerine gideriz... çocuklar oynar, ebeveynler tanışır, çocuklar oynar, ebeveynler kısa kısa sohbetlerle birbirini tanımaya çalışır, çocuklar oynar derken ben bir adam görürüm, kuzunun sınıf arkadaşlarından birinin babası olmasına babası da ben bu adamı nereden tanıyorum olurum, adam feci tanıdık gelir.... hal böyle olunca o an itibariyle ben adama kitlendim tabii, adam da beni tanıyor sanki o da kaçamak bakışlarda sanki yoksa bana mı öyle geliyor... direkt bakamıyorum da adama, sonra bir şapşal durumdan başka bir şapsal duruma geçmeyelim yani bilmem kimin annesi bilmem kimin babasını kesiyordu felan diyerekten göz ucuyla kısa kısa bakıyorum adama...kim bu adam ya, kafayı yiyeceğim... acaba iş çevresinden biri mi...   çalıştığımız firmalardan biri... yoksa bir müşteri mi... karısını mı tanıyorum acaba.... yooo onu da tanımıyorum.... üç çocuğu var vay be.... gidip sorsam mı...yok yok en iyisi sormayayım... yok yok sorayım çatlayacağım... yok şimdi ne alaka derler adama sormayayım.... diye debelenirken ben, doğum günü biter evlere dağılırız. Konu unutulur.

Bir buçuk ay önce, kuzunun veli bilgilendirme toplantısı...kimse istemediği için ben el kaldırıp yazman oluyorum öğretmene ayıp olmasın diye, böyle de düşünceli bir çıkıntıyım ya yuh, ama gel gör ki veli toplantısında yazman ne yazar haberim yok... soramıyorum da ben ne yazacağım buraya diye... söylenenleri not mu alacağım acaba... ne yazacağımı bilemediğimden kelli bir sıkıntı basıyor beni.... kafamı bir çeviriyorum... aynı adam... sağ çaprazımda oturuyor... bir yandan yine ben nereden tanıyorum bu adamı diye kafayı mı yesem, yazman ne yazar oturup onu mu düşünsem bilemedim tabii.... ve benim bu noktadan sonra bırak bir yazman olarak not almayı, toplantıyı dinlememin bile imkanı yoktu.... yok yok kesin tanıyorum ben bu adamı.... nereden tanıyorum... iş... hayır... koca kişisinden doğru mu tanıyorum.... hayır, salak mısın nesin koca tanısa konuşur herhalde.... resmen çatlayacağım... bu sefer kesin kararlıyım.... toplantı bitsin bir şekilde yaklaşacağım adama... laf açacağım... iki kakara kikiri..... vay sizin oğlan bizim kız, oradan buradan derken çıkarırız birbirimizi tevekkeli o da beni tanıyor... not da almadım.... yazman yazar da ne yazar derken toplantı bitti ben adama doğru bir adım atamadan adam sınıftan vınladı gitti. Ben de öğretmenin yanına elimde boş kağıtla gittim, yazman oldum da ben ne yazacaktım dedim... herkes güldü... bir de şamar annesi olduk iyi mi. Eeve gittik. Konu unutuldu.

Geçen cumartesi kuzunun en sevdiği arkadaşının ailesinin evine gittik, hem çocuklar eğlensin hem de kafa dengi ebeveynler bulduk ohh sohbet muhabbet dedik (ay amma da sosyaliz ebeveyn olarak değil mi? Ama bu aile doğumgünü ailesiyle aynı o yüzden asosyal bile sayılabiliriz, zira onbeş çocuk daha var...). Biz ebeveynler muhabbette... çocuklar oynaşta...derken... laf nereden geldiyse doğumgününden...başka çocukları çok tanımadığımızdan falan açıldı.... derken... bilmem kim bey var... bilmem ne hastanesinde kadın doğumcu o da.... hangisi ben bilemedim.... üç çocuğu var.... bildin mi....yaaaa bildim bildim.... kadın doğumcu muymuş o.....yaaa ne güzelmiş. Yüzümde oluşan mor popo ifadesini kimse yakaladı mı bilemiyorum da sonuç kendimce bir skandal onu biliyorum. Onlarca hastane arasından birini seç.... o hastanenin onlarca kadın doğumcusunun arasından da birini seç.... çocuğuna onlarca okuldan birini seç.... o da gelsin senin kadın doğumcunun çocuğuyla aynı sınıfa düşsün. Ya öyle kadın doğumcuda stres olan tiplerden hiç değilim, gayet modern kadın imajımı takınır öyle de gider muayenemi olurum, farkındayım yani ne kadar normal bir süreç olduğunu.... da...ya adama milletin içinde "ben sizi nereden tanıyorum acaba" deseydim!!!!

Şapşal tesadüflerin kadınıyım neticede....

Yazman toplantıda karar alınırsa kararı yazarmış... onu da öğrendim bu genç yaşımda....

Foto

15 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Olur öyle, ya adam sana "ben sizi nerden tanıyorum" diye sorsaydı :)
Geçen gün yolda karşımdan boya sarışını bir kadın gözümün taa içine bakarak geldi, eh öyle geldiğine göre tanıyorum ben bunu dedim, ben selam verene kadar o selam verdi. Ben salak salak bakınca da "Tanımadınız mı" dedi, "Şeyy" derken kadın buyurdu: "Aşkolsun alt kat komşunuzum ya"
Gördün mü bak, yalnız değilsin :)

coraline dedi ki...

ahahaha valla adam sorsaydı yine skandal olurdu:) valla komşulara karşı olan şapşallıklarımı hiç anlatmayayım ben :):):)

selinsecen.com dedi ki...

İçsesinize çok güldüm ben.

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Lise sonda yaz tatilindeki cocuk çıkacak kesin diye heyecanlı heyecanlı okudum puhahahha :)))

coraline dedi ki...

mrb bir kadın,güldüysen ne mutlu ben de çok güldüm zira :)

coraline dedi ki...

mrb elma şekeri, lise sondaki çocukla aynı soyadlı biriyle evlendim ben, haa bir de böyle bir şapşal tesadüf var :):):)

Adsız dedi ki...

Yok artık :)))

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Tully dedi ki...

Hehe yine güldüm uzaktan uzaktan:))
Öperim şekercim:))

Selgin GB dedi ki...

Yine, yeniden çok güldüm.
Bir akşam Palladium D&R'da kasa önünde sıra beklerken çıtı pıtı, sarışın çok güzel bir hanımla karşılaştım. Tanoıyorduk birbirimizi ama bir farkla benim onu nereden tanıdığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve o beni nereden tanıdığını çok iyi biliyordu. Bayağı bir konuştuk ama benim kafafmda kadının kim olduğuna dair en ufak fikir kırıntısı bile yoktu. Bir taraftan konuşup bir taraftan kadının kim olduğunu bulacağım derken en kısa sürede sürmenanj (?!) olan insan olarak tarihe geçeceğimi düşünüyordum. Konuşma o kadar uzadı ki, artık kadına 'ben sizi çıkaramadım' da diyemezdim. Artık bir şekilde vedalaşalım diye düşünürken Kem geldi yanıma ve kadın 'Of boyun ne kadar uzamış, sınıfın da en uzun boylusu sendin zaten,' deyince jeton düştü. Kem'in bir yıl öncesine kadar 3 yıl yuvadaki öğretmeni olan Sevinç Hanım! O anki rahatlamayı ve ardından gelen ultra gerizekâlılık hissini anlatamam ve tabii 15 dakika çaktırmadan konuşmayı götürmenin verdiği başarı duygusu da cabası. Yani benden oyunucu da olurmuş, halleri filan.
Çok uzun oldu, sorry. Anlatmasam içimde kalırdı...

Adsız dedi ki...

bombaymış! Ben de yazlıktaki çocuk çıkacak diye bekledim vallahi, doktorunu tanımaytacağın aklımın ucuna gelmezdi. Başın önünde dinlemişsin adamcağızı demek ki:) Bu arada yalnız değilsinlere al benden de bir demet....
http://kakarakikiri.wordpress.com/2011/07/08/feristahi-gelse-tanimam/

ŞuŞu dedi ki...

ahahaa sen bu olayı her anlattığında hani şu hasta doktor ve karısı olayını hep çok gülüyorum:)) her ne kadar olayı yaşarken senden tırssamda puhahaa:) o çok acayip tesadüfler silsilesi bende de var en acayiplerinden birinin baş kahramarınıda sensin:)

imza:iyi ki tanıdım ben bu hatunu diyen bilmem ne hanım:)

coraline dedi ki...

yorumlara vcevap yazmayı neden unutur insan, selgini esra ve şuşu size yazmamışım iyi mi? selgin ben kendi kendime uyanamıyorum o tip durumlarda maalesef :) esra, kafam önümde dinlemedim ay, gayet suratına bakıyordum adamın ama işte bakar kör bir insan olduğumdan. şuşum, valla ben de her aklıma geldiğinde gülüyorum desemmm :)

mustafaseyyah dedi ki...

bir insan yorum yazmak için ancak bu kadar uğraşır. yorum yapmak için üzerine tıkladığım ( 14 yorum ) link bir türlü açılmadı açılmadı artık ümidi kestim, herhalde yoruma kapalı dedim, diğer yazılara baktım onlardan da bir kaç tane okudum daha sonra ( bi 15 dakika geçti desem yalan olmaz ) aşağıda açılmış bir link var, ne olabilir? tabiki o 14 yorum orada bekliyormuş :)
yazıyı sonunu merak ettiğim o romanlar gibi okudum... deyme bestseller halt etmişti valla. ama çok güzel ( veya komik ) bir şekilde bitmiş:)
harika bir anı olmuş ....

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...