24 Kasım 2006 Cuma

Kırkkonaklar - Ulus dolmuşunda gülme krizi

İşten eve dönüş yolundayız, arkayı beşlemişiz. Yan tarafımda benim tanımadığım ama birbirini tanıyan 4 arkadaş var. İş çıkışı dolmuş dolu, Kırkkonaklardan aşağıya doğru iniyoruz, bu 4 arkadaşdan biri gülmeye başladı, yanındakine bulaştı, onun yanındakine derken bana bulaştı, benden ön tarafa bulaştı, onların önündekilere bulaştı. Önce kendimizi sıktık, başka taraflara baktık; ama engel olunamadı; bir anda dolmuşun 3 te 2 si kahkahalarla gülmeye diğer yarısı da "sinirleri bozuldu" herhalde diye onlara bakmaya başladı. Toplum içinde böyle gülmek çok ayıp çünkü. Neyse, bir süre güldükten sonra birkaç kelime sohbet edildi, inerken herkes birbirine iyi akşamlar diledi. Keyifli bir yolculuk olmuştu.

Biz toplum olarak her daim somurtmaya alışmışız; yolda yürürken, sabah ofise gelince, dolmuşta, otobüste, markette.......her yerde somurtuyoruz. Bu somurtma da gülme gibi bulaşıcı aslında, herkes birbirine bakıp somurtuyor. Bir keresinde biri dolmuşa binince, tebesssümle "Günaydın" dedi, bütün dolmuş sakinleri yol boyunca bu kişiyi bakışlarıyla ezdi. Ben genelde inerken "iyi akşamlar"ya da "iyi günler" demeyi tercih ediyorum, en azından hemen sonrasında dolmuşu terkediyorsunuz ve ahalinin bakışları altında ezilmiyorsunuz; çok ayıp birşey çünkü, sana ne milletin günü aydın ya da değil, sana ne kardeşiiiiiiim.

Gülmek saygısızlık, gülmek ayıp, gülmek hafiflik göstergesi.....bir de "çok gülen çok ağlar" derler, tamamen yalandır.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...