27 Eylül 2007 Perşembe

Belleğin Kış Uykusu - Mehmet Eroğlu

Oldukça geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Mehmet Eroglu'nu maalesef yeni tanıdım. Hem de onuncu romanı ile...Kendisini okumaya en son romanından başlamış olmam, üstelik yazar hakkında çok da fikir sahibi olmamam romanın karmaşık kurgusu içinde ara ara kaybolmama neden oldu. Bir gün belleğini yitirmiş olarak, ismi bile hatırlamayarak uyanan Bay M, yanında hazır duran bavulu ve tren biletini görünce, belleğini yitirmeden önce hazırlık yapmış olduğunu ve belki birşeyler hatılamasına yardımcı olabileceğini düşünerek bu yolculuğa çıkmaya karar verir. Tren Bay M'nin hem geçmişe hem de geleceğe doğru yapacağı yolculuğu simgeler. Bu yolculuk sırasında trende değişik insanlarla karşılaşır ve bu insanlarla yaşadığı geri dönüşler sayesinde hem okuyucuların hem de Bay M'nin belleği tazelenmeye başlar. Bu tren her bir vagonunda ve kompartımanında farklı dünyaları yaşandığı, camlarından hiçbir şey görünmeyen ve sürekli karanlıkta yol alıyormuş hissi uyandıran, hiçbir durakta durmayan bir tren; Bay M ise bu yolculuk esnasında sürekli gençleşmekte. İlk başlarda nereye varacağını anlamadığım kahramanın giderek gençleşmesi romanın sonuna doğru açıklığa kavuşuyor. Yolculuğun sonunda kendisine sunulacak iki seçenek için gençleşmektedir, acısız farklı bir yaşama devam etme veya acı ve üzüntüleriyle kendi yaşamı. Acısız bir yaşamın olduğu dünyaya dair bölümleri çok sevdim, karın yağmurun olmadığı, Romeo'nun ve Anna Karenina'nın hiç tanınmadığı bir dünya. Yazar şöyle diyor bir röpörtajında: "Acıdan kurtulmak için önce acının anlatılması gerek. Acının varlığının kabulü önemli bir adım. Benim “Belleğin Kış Uykusu”nda yapmaya çalıştığım da bu. Mutluluk kısır ve geçiciyken, acı yaratıcıdır. Hem unutmayın, tüm büyük insanlık projelerinin, iyiliklerin ardında derin acılar vardır. Tüm erdemlerimiz, vicdanımızda barınır ve hemen hemen hepsinin anası merhamettir. Merhamet ise ancak acımak, yani acıyı bilmek ve tanımakla mümkündür. " Eroğlu'nun diğer romanlarını da okuyacağım. Tavsiye ederim, çok keyifli.
Agora Kitaplığı, 3. Baskı 2006, 275. sayfa

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...