30 Kasım 2010 Salı

"Bir Doktorla Evli Olmak" yazı dizisi no.1....

"Bu yazı çok bekledi, muhtemelen şimdi de üç beş satır karalanıp biraz daha bekleyecek, sonra koca, bir nöbet ertesi olmasına rağmen yine gece 24 de eve gelince, bunun üzerine benim zaten çok oynak ve çoluk çocuğa karışıp da çalışan bir anne olup iyicene psikopata bağlayan haleti ruhiyem zıplayıp sinir katsayımı kurtarılmış hasta insanın hayatına bile küfredecek kadar çok katlayınca, ve kırmızı şarabımın şişesinin dibini görmeye başladıkça bu yazıya birkaç satır daha eklenecek. Uzun uzun anlatmadan bir özet yapayım, bir doktorla evlenmek demek, acaip bir egoyla uğraşmak demektir, etrafındaki bütün kadınların kocalarının ilgilendiği tüm işlerle ilgilenmek demektir, hatta iş bölümü yapamamak demektir, "

diyip

yazıyı yarım bırakmışım 24.03.2009 da, belli ki çok ama çok kızgınmışım. O zamandan bu yana bu konu yazılmak üzere aklımın bir kenarında serpilirken, bu konuya ilişkin tecrübeler yaşanmaya devam etti. Bundan sonra yazacaklarım bazı dostlarımı rahatsız edebilir, bloğa bu kadar da açık yazılmaz ki dedirtebilir, dahası doktorları sinirlendirebilir...onlar bundan sonrasını okumasınlar...

Başlıyoruz...

Bu yazı 16 senedir devam eden, heyecanlı bir serüven olduğu kadar yıldırıcı bir fedakârlık hissini de beraberinde taşıyan tecrübelerimin birikimidir. 7 senemi bir tıp öğrencisiyle, 1 senemi bir intern doktorla, 6 ayımı TUS’a hazırlanan bir pratisyen doktorla, 6 ayımı farmakoloji uzmanlığını yapan, son 6 senemi de yakında kalp damar cerrahı olarak uzmanlığını alacak bir doktorla geçirdim. Teorik olarak tek bir adamla geçerken bu süreçlerden, şimdi bakıyorum da pratikte beş ayrı adamla beş ayrı dönemden geçmişim aslında. Geçenlerde kuaförde 20 lerinde biri sordu, “şimdi olsa yine evlenir miydin abla” diye, hiç düşünmeden, sanki yıllarca bu soruyu beklemişim de cevabım hazırmışçasına “bilmiyorum da, bir doktorla evlenmezdim kesin” deyivermemle birlikte, doktor bir kocayı sosyal olarak iyi bir statü olarak gören kadın kısmının “salağa bak” bakışları altında ezilmem bir oldu. Çünkü bir doktorla evlenmek, market girişindeki mangır dolu yazarkasayı her akşam evine götürmekle bir görülmekle birlikte, doktor karısı olmak da “doktordan satılık” olmak kadar ayrıcalıklı çoğu insanın gözünde, gerçekten öyle; ve çok kırıcı.

1990 ların başında, barda karşılaştığım bu uzun saçlı, uçuk kaçık, deli dolu, küpeli, çok ama çok içkili adamın tıpta okuyor olmasına önce inanmamış sonra da umursamamıştım zaten. Ben okuyan, yazan edebiyatta okuyan, rock barlarda fink atan bir lolitaydım, dolayısıyla kendime bir doktor sevgili değil, olsa olsa bir müzik aleti çalabilen, çok okumasa bile bir konuda iyi konuşabilen, rock barlarda fink atan uzun saçlı, küpeli ve salaş giyimli bir sevgili arıyordum. O anda da buldum. Biz 19 yaşımızın uçarılığıyla sevgili olduk, gezdik, tozduk, yedik, içtik, konuştuk, tartıştık falan filan. Sevgilim bu kadar gezmeli tozmalı, yemeli içmeli yaşantı sonunda sınıfta kaldı tabii. Ben geçtim, herkes geçti. Bir tıp öğrencisi herkes değil tabii o yüzden kaldı. Tıp öğrencisi dediğin kişizadelerin sınav tarihleri öyle senin benim gibi sosyal bilimler olsun, mühendislik olsun, dil bilimci olsun hiçbir insan bölümüyle aynı değildir. Şehirde bütün bölümler finallere hazırlanır, bütün barlar boşalır, bunlar gezer, ne zaman ki bütün bölümlerin sınav dönemi biter, "hadi içelim sabaha kadar" moduna girilir, bu zavallımların komiteleri olur. Hah bir de bu var tabii yeri gelmişken, zavallımların sınavlarına bile sınav dedirtmiyorlar ki, neymiş efendim "komite". Komite yerine kısaca "boru" da diyebilirlermiş de, niye? Şöyle izah edeyim, bu "komite denen halt tıpta okuyan zavallımların bütün dünyevi olaylardan ve kişilerden koparak çalışmak zorunda kaldıkları bütün derslerin "öys" misali tek bir yazılı da sınav edilmesidir, yerden tavana kadar bir sürü notu okumak demektir, sınav zamanı kendini kilitlemek demektir. Bu nedenle bir tıp öğrencisiyle sevgili olmak demek, komite zamanlarında onunla birlikte mola vermek, o ders çalışırken yerde bağdaş kurup kitap okumak demektir, aklı kalmasın diye bütün gece hayatına "es" vermek demektir, kendi sınav bitişlerini bira şişelerinde yüzerek kutlamak yerine sevgiliye sıcak bir kahve yaparak o ders çalışırken kendi çapında kutlamak demektir. Daha bu aşamada bile farketmedende olsa fedakarlık yapmak demektir.

Zaman geçer, komiteler biter. 4. sınıftan itibaren bu zavallımlar bir de hastanede aktif görev almaya başlarlar. Üstlerindeki doktorların ve uzman kişilerin (ki onlar da doktordurlar ama bu meslekte sana yapılanı büyüyünce sen de yap gibi garip bir inanış olduğundan) tüm köpek muamelesini çekerler, nöbet tutarlar gerekirse, sabahın köründe kalkmaya başlarlar, bazen akşamları çok yorgun gelirler. Ve işin kötüsü gerçek bir doktor olmaya başlarlar...bu bir sonraki yazının konusudur..

Bir tıp öğrencisiyle sevgili olmak gerçekten zordur ama gençtir sevgililer farkında olmazlar.

Arkası sonra...........

22 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba ;
blogunuzu dün itibariyle takibe aldım ...boylesine guzel anlatımınıza ve yaratıcılıgınıza hayran kaldım gercekten.
Benimde bir doktor sevgilim var ve tanısalı 1 ay kadar oldu suan için hersey yolunda gözüküyor.bu yıl mezun oldu hiç kalmadan okulunu bitirdi :)
Ama gelelim ki bu yazdıklarınızdan sonra , öylesine karamsarlaştım ki o mutlu ben yerini çaresiz ve bir o kadarda kararsız birine bıraktım..
İlerde evlenirsek eminim iyiki dedigim ya da sizin anlatıklarınızı kulak ardı ettigim için kendime cok kızıcam ama arada ask varken ondan da vazgecmem mumkun olmayacak gibi :(

coraline dedi ki...

merhaba,güzel yorumun için çok ama çok teşekkür ederim :) bütün doktorlar bütün branşlar bütün hastaneler aynı değil üzülme :) ne kadar sızlansam da şimdi olsa yine aşk peşinde koşardım sanırım...tanıştığıma memnun oldum...

Adsız dedi ki...

Bende tanıstıgıma cok memnun oldum :)
Yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum :) Sevgiyle kal :)

Adsız dedi ki...

gerçekten muhteşem bir yazı olmuş.anlatımınızdaki samimiyetinize hayran oldum.böyle bir olayla karşılaşmadım (yani doktor bir eşim yok yada tıp okuyan bir sevgilim) ama anlattıklarınızı okurken adeta kendimi olayın içinde buldum.bir çok insanın yaşadıklarını hem mizahi bir dille hem de tüm gerçekçiliğinizle dile getirmişsiniz.yeni yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorum=)

Adsız dedi ki...

bir kalp damar cerrahisi asistanının eşi olarak tesadüfen gördüğüm yazınızın özellikle ilk paragraflarında kendimi gördüm...

onların yaşadığı sıkıntıyı maalesef onlarla yaşayan, her geçen yün yıpranan bedenlerini, ruhlarını büyük bir sabırla tolere etmeye çalışan bizler anlayabiliriz. ve bir doktorla evli olmanın getirdiği zorluklar, imtihanlar...

allah hem bize hem onlara güç versin.... bu ülkede hiç mi hiç değerleri yok gerçekten (para avcısı bir avuç kızcağızımız dışında:))))

coraline dedi ki...

mrb, çok teşekkürler güzel yorumlarınız için :)

mrb,"bir kalp damar cerrahisi asistanının eşi", serinin bundan sonrası biraz acımasız yanlız,değer konusu da sonra tartışılacak :)

coraline dedi ki...

mrb, çok teşekkürler güzel yorumlarınız için :)

mrb,"bir kalp damar cerrahisi asistanının eşi", serinin bundan sonrası biraz acımasız yanlız,değer konusu da sonra tartışılacak :)

çağla.. kvc asistanının eşi:) dedi ki...

serinin devamını bekliyorum hem de sabırsızlıkla:) memnun oldum...

coraline dedi ki...

mrb çağla,2-3 ve 4 hali hazırda var zaten:)

Adsız dedi ki...

mrb.yazınızı okuyunca gelecekteki beni görür gibi oldum gerçekten iyice ümitsizliğe kapıldım..üç yıldır görüştüğüm tıpta okuyan bir sevgilim var(dı).bu son senesi.bu seneye kadar herşey yolundaydı. bu sene tusa hazırlanıyor..ve onu tanıyamyorum.sürekli kavga ediyorduk..ediyorduk diyorum.ayrıldık çünkü..ve sebebi ilgisizlik.tustan başka gözü hiçbişey görmez oldu.sınavdan sonra nişanlanacaktık..ama artık hem onun için hemde benim için dayanılmaz olmaya başladı..benim için dayanılmaz oldu çünkü ne yazıkki bana ayıracak vakti yok ve bundan rahatsızda değil.onun için dayanılmaz oldu çünkü bu sınav stresinin içinde birde benimle uğraşmak zorunda kaldı..nihayetinde ayrıldık..bana söylediği son cümleler şunlardı. sınav biter sonra ben seni bulurum.eğer evlenmemişsen ve istersen evleniriz...onu çok seviyorum ama ilgisizliğine katlanamıyorum..:(( ne karar vereceğimi bilmiyorum. anlattıklarınıza göre evlenince bile bu çile bitmeyecek:( çok geç olmadan vazgeçmek en doğrusumu ne olur bana yardım edin kafam çok karışık:((

coraline dedi ki...

mrb adsız...üzüldüm çok.yorum yapmak belki yanlış olur ama söylemeden de geçemeyeceğim."bu sınav biter ben seni bulurum,evlenmemişsen evleniriz" de ne demekmiş.nasıl büyük bir ego, işte bahseetiğim de bu.o kadar emin ki kendinden, allaam ya.tabii ki de en iyisini sen bilirsin.ama büyük bir egoyla evlenmek zordur.

Adsız dedi ki...

evet işte deli oluyorum böyle konuşmalarına..ona göre ben boş duruyormuşum, bi işle uğraşmıyormuşum, can sıkıntısından ona kafayı takıyormuşum..(öğretmenim bende) çözüm o değilmiş, çözümü ben bulacakmışım:( bütün suçu da benim üstüme atarak kendini rahatlatıyo sanırım. birkaç kere böyle ayrıldık ama hiçbirinde böyle dememişti.ona sevgimi çok belli ettim belki de ona güvenerek ondan vazgeçebileceğimi düşünmediği için bekleyeceğimi ve sınavdan sonra evlenebileceğimizi düşünüyor sanırım:((off offf..bu arada ilgilendiğiniz için teşekkür ederim

Adsız dedi ki...

bende bir doktorla çıkma tahlihsizliğine uğradım malesef......hayatınıza kesinlikle sokmayın derim.....temiz yüzlü ve yakısıklı görüntüleri aslında çirkin kişiliklerinin maskesi.her tür muhabbet vardır bunlarda..asla tavsiye etmem..selamlar...

coraline dedi ki...

mrb adsız,hoşgeldin :)

chogirl dedi ki...

merhaba ben de bir doktor eşiyim malesef. malesef diyorum çünkü gerçekten yalnızlıktan artık dayanacak gücüm kalmadı. 1 yaşında bir bebğimle hem çalısoyurm öğretmenim hem de evin ve bebeğin butun zorluklarını tek başıma yaşıyorum. geceleri hafta sonları bayramlarda her zaman yalnızım. eşim acil hekimi. haftada sadece 2 yada 3 gece evde. çook zor yani. daha ne kadar dayanabilirim
bilmiyorum...

Adsız dedi ki...

Bende bir tip ogrencisiyle iki senedir
Çıkıyorum onu cok seviyorum ama bu dediklerinizin cogunu şimdiden yasamaya başladım komite zamanları beni tamamıyla unutuyor ve surekli ders çalışıyor ilgisizlikten olucem artık ama
Onu cok seviyorum vazgecebilecegimi de düşünemiyorum ama sizin blogunuzda ve yapılan yorumlarda kendimi gördüm resmen ve üzüldüm :( cok iyi düşünceli deger veren biri ama bazen kıskançlıktan bir psikopata dönüşüyor o zamanlar cok korkuyorum ve ben cok kirliganim bu zamana kadar hic kimse kötü davranmadı bana kendimi ezik hissediyorum bazen onun yanında ve son olarakta ailesi doktor gelin istiyor ben ekonomi okuyorum bizim askımız büyük ama şartlara gore davranırsa sanırım ayrilicaz :(

Adsız dedi ki...

Türkiyede doktora kapak atma gozuyle bakildigindan bu insanlarin zamanla insanlara guveni azaliyor ve kalp kirmaktan cekinmiyorlar.Oyle bir hal aliyor ki sanki doktor adini verdikleri egolarindan gozu bir sey gormez oluyor.Ne yazik ki guzel giden bir birlikteligim sirf ogullarina “doktor gelin“ uygun goruldugunden ve acikca istenmedigimden dolayi bitirdim.Acidir.Cok adaletsizcedir ama hic bir zaman baskalarinin egolarinin kurbani olupta kendimi harcatmamaliyimdir.

Udeh dedi ki...

Güzel... Eline sağlık...

masall dedi ki...

mrb.. bir kalp damar cerrahisi asistanının eşi :) yazınızı öyle beğenerek okudum ki ellerinize sağlık.. ama kafam karışmadı desem yalan olur çünkü bende bi doktor nişanlısıyım :) kendim radyoloji teknikeryim çalıştığım hastane ortamı gereği doktorların egolarından kendini beğenmişliğinden nefret ederdim gerçi hala da ediyorum bazılarından. ama nasibimde bi doktorla beraber olmak varmış. çok şükür bizim şimdilik böyle sıkıntılarımız yok ama umarım hiç de olmasın çünkü benim nişanlım hiç doktorluguyla övünen herseyde doktorluğunu kullanan birisi değil en azından şimdilik inşallah hep böyle devam eder. arkadaşalrımın yorumlarını okudum aynen onun aileside doktor gelin istedi o sıkıntılardan bizde geçtik ama vazgeçiremediler benim nişanlımı çok şükür bişeylerin adımını attık yakında düğünümüz olacak inşallah. mesleğim çok güzel ama ondan alt mevkide olmayı kafama çok takıyorum bilmiyorum benim gibi takan var mıdır ama bunu yenmeyi çok istiyodum sizin yazınızı okuyunca hiç de imrenilecek bi meslek olmadığını ve birazda olsa kafama boşuna taktığımı düşündüm. yazınız beni şimdilik olumlu yönde etkiledi çok beğendim devamı da gelirse büyük bi memnuniyetle okurum:)

coraline dedi ki...

mrb masall,yazıların devamı var zaten :)uzmanlık alanına gore de değişiyor egolar :) hoşgeldin.

missspike dedi ki...

merhabalar:) harika bir yazı gerçekten resmen kendimini görmüş gibi oldum şuan 4. sınıfa gidiyor olmasına rahmen bu koşuşturmaca ve yoğunluk hissi her geçen gün artıyor tabi birde ben güzel sanatlarda okuyunca inanılmaz zaman farklılıkları doğuyor meydana şimdiden ilerisi nasıl olucak diye düşünmeden edemedim :/yazı için tekrar tebrikler:)

coraline dedi ki...

mrb missspike,çok tşk ederim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...