19 Nisan 2011 Salı

"Bir Doktorla Evli Olmak" yazı dizisi no.3....

Ben konudan ruhen daha fazla uzaklaşmadan hemen "uzmanlık eğitimi"ne geçeyim...büyük konuşmamakta fayda var tabii ama uzmanlık dönemini "bir kocayla geçirilebilecek en kabus zamanlar" diye nitelesem sanırım çok da abartmış olmam. Bu dönem öyle bir dönem ki aşık olduğum sevgilimi elimden aldığı yetmezmiş gibi, beni de bir psikopata döndürüp "kocamın ayaklarına sıkma arzusu"nu da beraberinde getirdi...

Bir üniversite hastanesinde cerrahlık uzmanlığına başlamak demek asgari ücretten hallice bir maaş karşılığı insan haklarına aykırı sürelerde ve koşullarda çalışmakla aynı...üç günde bir nöbet, nöbet ertesi gecenin bir körüne kadar çalışmak, uyumamak, sürekli ayakta durmak, aklımın hala almadığı garip bir ast üst-usta çırak ilişkisi... hal böyle olunca, bu hal  doktor olanı doktorluğundan bezdirdiği kadar karısını da kocasından bezdirir.

Uzmanlık eğitiminin ilk başladığı zamanlar o kadar canlı ki belleğimde, ayakta durmaktan su toplayan ayaklara masaj yaptığım geceler, ergenliği çoktaaan geçmiş insanlara hocaların yaptığı muamele sonrası kocanın bozulan moraline yaptığım kendimce psikoterapiler, salonda oturduğu yerde uyuyan kocayı güç bela yatağına yatırmalar...bir süre sonra sıkılıyor insan ama...bazen an geliyor patronundan azarı yemiş veya acaip bir haksızlığa uğramışsın moralin bozuk bir şekilde eve geliyorsun, tam anlatıp rahatlayacaksın, dinleyip rahatlatacak insanın hastası ölmüş, morali bombok... e çıkıp "bana ne yaa, bana mı öldü hastan, oturda bana moral ver"" deyip sitem edemiyorsun, bir insan ölmüş, birşey diyemiyorsun. Ama zaman geçtikçe cerrahlık eğitimi müstakbel cerrahın karısını öyle bir dellendirdiği, çirkefleştirdiği anlar oldu ki, sonra çok utansa da, "gebersin hastan bıktım beee", ya da "şu hasta ölse de kurtulsak" diye bağırdığı da oldu. Anlaşılacağı üzere ailecek insanlıktan çıkartan bir meslek bu.

Konu oraya gelmişken bir doktor karısı zaten öyle her naneye sitem edip kocasına naz yapamaz. "Kocacım çok çalışıyorsun az bana vakit ayır" diyemez, çünkü yeri gelir çocuğuna bile vakit ayıramaz doktor kişi. Bir doktor karısı evde her işini kendi görmek, her yere kendisi gitmek zorundadır. Arabayı sanayiye götürür, musluk tamir ettirir, faturaları takip eder, gerekirse hepsini yapar, bir kere de sitem edemez. Kocalarına şunu yapmadın bunu yapmadın diye söylenen, hadi bakalım şunu şunu yap bunu bunu yap diye organize eden kadınlardan olamayız maalesef. İşin yoğunluğu ve stresi bir yana, doktor kişi ameliyata girince bir de ulaşılamaz, bir yardıma ihtiyaç var ise, dışardaki doktor arkadaşlardan yardım istenir. Örnek vermek gerekirse, kızımızı başka bir doktor arkadaşla muayene ettirmişliğim var....

Bu eğitimin bir başka boyutu ise cerrahların kendini tanrı sanmasına varacak kadar ego geliştirmesidir ki, hepsinden öte bu hiç çekilmez. Hastenede kendini "tanrı" sanan kocanın, bu yanılsamadan evde de kurtulamayıp eşini ve çocuğunu da kulları olarak görmesi olasıdır. Bir de bunlardan bir kaç tane biraraya gelip de muhabbete başlarlarsa, ortam tanrıların biraraya gelip tüm kainatı idare etmelerine döner ki, zaten bir sürü latince mesleki jargondan anlamamak etrafıma inek gibi bakarak sıkılmama neden olmuyormuş gibi, bu çoklu ego gösterisinden de bunalırım. Ve anlarım ki, benim naif, mülayim ve alçakgönüllü kocam gitmiş yerini Zeus'a bırakmıştır. Ben artık Zeus la evliymişim, kabus gibi.

Cerrahla evli olunca bir kadın, farklı topluluklarda farklı farklı muhabbetlere ortak oluyor. Aile içinde "kocan cerrah oldu ne güzel" denirken ve senin ne iş yaptığını bilmeyen kişilerce övüm övüm övünmen beklenirken, iş arkadaşlarınız "ohh kızım kocan cerrah olacak paraya para demezsin sen, ne kasıyorsun" derler, patronunuz "aman bunun kocası da doktor çok para vermeme gerek yok" diye düşünür, kadınlara düşman bazı kadınlar bir doktorla evli olmanızı kıskançlık nedeni haline getirirler. Evet, bazı kadınlar için doktorla evli olmak bir tür sınıf atlama demek, belli bir saygınlığa ancak kocanın mesleğiyle ulaştığını da sanabilir, doğrudur. Ama benim için değildi. Her zaman alakasız ve sıkıcı buldum bu muhabbetleri, iş görüşmelerinde veya ilk işe başladığım zamanlarda söylemekten sakındığım, söyledikten sonra da hemen konuyu değiştirdiğim zamanlar oldu. Hala da oluyor. Neyse...

Bir uzmanlık eğitimi sonunda anlaşılır ki, evlenen hatun kişi doktor değil ise ve maalesef kaderin can sıkıcı bir oyunu sonucu bir doktor ile evlenmişse, çok ama çok fedakarlık yapması gerekir.

Altı senenin beşi böyle geçerken, son bir senesi daha da bir kabus geçti. Onca nöbetin, yoğunluğun, yorgunluğun yanında tez hazırlamaya, uzmanlık sınavı için ders çalışmaya çalışan, mecburi hizmetin nereye çıkacağı sürekli kafasını kurcalayan kocanın psikolojik olarak zıvanadan çıkması çok zor bir sene geçirmeme neden oldu.

Sonuçta altı senenin sonunda ne oldu peki, sınav sonunda bana bir teşekkür belgesi bile vermediler :) Özge'nin deyimiyle, uzmanlık diplomasını üstüme yaptıracağım ben de....

10 yorum:

.. dedi ki...

her şey her zaman göründüğü gibi değil derler doğru diyorlar evet.. dışarıdan doktorlar şöyle para kazanıyor böyle yapıyor demesini bilen bir çok kişi malesef geçirdikleri süreçleri ve yaşadıklarını hatta yazınızda olduğu gibi sadece kendisinin değil ailesinin de yaşadıklarını farklı bir konumda hayal ediyorlar sanırım..benim dikkatimi çeken diğer nokta eşinizi duyduğunuz sevginin ( ve daha da ötesinin ) böyle fedakarlıklar göstermenizi sağladığı oldu.. çok güzel gerçekten.. imrendim diyebilirim.. evli biri değilm ama bi an sizin kadar fedakar ve özverili olmak istedim ileride :)
son not: sayfanızı okumak gerçekten keyifli.. =)

coraline dedi ki...

merhaba .., güzel yorumun için çoook teşekkür ederim.doktorlar sanıldığının aksine çok da para kazanmıyorlar aslında, kazansa da 50 yaşından sonra, o da çocuğuna yarıyor :) bekarmışsın yegane tavsiyem sakın bir doktorla evlenme :):):)takibin ve desteğin için çok teşekkür ederim tekrar ..

Zeugma dedi ki...

Bu bölüme de geldim ve dikkatle okudum..
Bir arkadaşım var, eşi doktor. Aynen sizin burada yazdıklarınızı yaşıyor, kelimesine kadar aynı neredeyse..
Arabayı sanayiye kendi götürmekten tutun da kızını başka doktorlara muayene ettirmek zorunda kalışına kadar...
''Tanrısal ego'' dediğiniz olay meslekle alakalı kesinlikle. Ne de olsa hayat kurtarıyorlar. İnsanlık onlara muhtaç.Ve bizler de hoşgörmek zorundayız :)

Ama ''eş'' olarak sizin yaşadıklarınız hiç kolay olmasa da,
her şeye rağmen hepsinin altından iyi niyetinizle ve sabırla kalktığınızı anladım ben.
Buraya bunları dökmek de psikolojik olarak müthiş rahatlatır ;)
Paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum..
Sevgiyle kalın...

çağla dedi ki...

bir söz vardır cerrahlar arasında "insanın delisi doktor olur, doktorun delisi cerrah. daha delisi de o cerrahla evlenen kişidir" ben kendi bacağından asılan bir türüm.. o bahsi geçen lanet olası üniversitelerde aynı klinikte çalışıp, ne bk yediklerini görüp evlendim eşimle, çünkü çok sevdim.

şuan 72 st nöbet kısmına geçecek ani çıkan kalp nakli yüzünden ve ben gerim gerim gerilmiş, yalnızlıktan sıkılmış "eee yeter be al hocalarında, cerrahlığında senin olsun! hayatımı yaşamaya gidiyorum" demeye ramak kalmış bir psikolojideyim.. zira o eve gelip bayıldığı esnalarda ben nöbette olacağım artık başka bahara görüşürüz sevgili kocacımla:(

coraline dedi ki...

slm çağla benim gibi deliden hallice biriyle tanıştığıma sevindim :)

Adsız dedi ki...

CMX

Adsız dedi ki...

MERHABALAR BU YAZIYI OKUDUKDAN SONRA GECE 4 DE KIZ ARKADAŞIMI ARADIM AĞLADIM DAKKALARCA SEN TIP OKUYORSUN VE BEN BİTTİM DEDİM KENDİMİ GERÇEKTEN KÖTÜ HİSSEDİYORUM.

coraline dedi ki...

mrb adsız,o kadar abartmaya gerek yok ya :)herkes aynı değil tabii ki de..

adsız dedi ki...

merhaba coraline,
ben daha yolun başındayım sevgilim henuz 2.sınıf ögrencısı ve biz 6aydır birlıkteyız. simdıden yazdıklarınızın cok da az bir kısmı olsa da yaşıyorum. diğer yazılarınızı da okudum. yorumlar biraz korkutmadı değil sizden biraz tavsiye istiyorum.
teşekkürler.

coraline dedi ki...

merhaba adsız,
sen çok erken başlamışsın yaşamaya :)sana yegane tavsiyem kendin olman ve sevgilinin mesleğinin getireceği fedakarlıklara boyun eğmemen olacak.Kendi hayatını yaşa derim ben. O da sana ayak uydurabiliyorsa ne ala.Geldiğin için teşekkürler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...